Una, şekere, yağa kısacası temel gıda maddelerine, başımız döndüren zamlar geliyor.

Fırıncılar, pasta börek satanlar un fiyatlarının her hafta değişmesinden dolayı çaresiz.

Doğal gaza gelen zammı, havaların soğumasıyla hissetmeye başladık. Elektrikte aynı şekilde.

Marketlerdeki fiyat etiketleri iki günde bir değişiyor. Gün gün fakirleşiyoruz.

Geçenlerde AK Parti Elazığ Milletvekili vatandaşa, “ayda iki kilo et yiyorsak, yarım kilo yeriz” diyecek kadar acayipleşebiliyor.

Yerli, milli sloganları atılırken ülkemiz dövizle borçlanıyor!

Dün Türk lirası, dolar ve Euro karşısında tarihi çöküşü gördü. Bugün ne olacağı meçhul!

Bunun sorumlusu asgari ücretle çalışanlar, emekliler, öğrenciler, memurlar, esnaf, çiftçi, iş insanları değil. Sorumlu elbette iktidar. Çünkü 20 yıldır devlet çarkının başında.

Ancak yaşanan gelişmeler karşısında tahriklere kapılıp sokağa çıkmak, doğru değil. Slogan atarak bu kaostan çıkılmaz.

Demokrasilerde atılması gereken adım belli, seçim. Sandık gelir, oluşturulan algıları, popülist sloganları umursamadan gereği, elindeki pusulayı zarfa koyarak yapılır.

Yasadışı protestolar, provokasyonları hortlatır.

Dolayısıyla,

Alaattin Çakıcı gibilerin ekmeğine yağ sürmemek lazım, gülüm!

***

A HABER BURSA MESELESİ

Dün, “A Haber Bursa’ya operasyonu kim yaptı?” başlıklı yazım bir hayli ses getirdi.

Nejat Kırbulut ayrılınca,

Kanalın yeniden Bursa temsilcisi olan Hasan Özdemir aradı. Yazımda kendisinde söz etmediğim halde, “beni ima etmişsin gibi bir algı oluştuğunu görüyorum, mevzu çok farklı. Nevruz İlimdaroğlu’nun işsiz kalmasında benim dahlim yok. Hatta bu sorumluluğu bana verilmesine de çok sıcak bakmadım” dedi.

Durum bu.

Yapacak bir şey yok.

Şimdi asıl mesele,

Kaygılandığım, üzüldüğüm 3 çocuk babası Nevruz İlimdaroğlu’nun kısa sürede iş bulması.

***

HEKİM BÖYLE YAPARSA!

Makam, mevki ve koltuk sevdasının bazen ahlaki körlüğe sebep oluyor.

Hekimlik gibi mesela!

Üzülüyorsun, vay anasını diyorsun.

İçinde bulunduğumuz Kasım ayı başında Ankara’da Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konsey seçimleri yapıldı.

20 yıla yakındır yönetim elinde olan Başkan Ali Eroğlu’nun listesi ile İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Aslan’ın “Meslekte Uyanış” listesi yarıştı.

Aslan’ın listesindeki 4 kişiden biri olan Melike Baysal, yönetime girme başarısını elde etti.

Ancak, yenilgiyi hazmedemeyenler başka numaralara başvurmuşlar!

Ne yapmışlar, 1954 yılında çıkan 6343 sayılı veteriner hekimlik kanunundaki anti demokratik, “Seçilen üye Ankara’da ikamet etmek zorundadır” maddesinden faydalanarak Melike Baysal’ın Ankara’da ikamet etmediği şikayetinde bulunmuşlar. Çankaya İlçe Seçim Kurulu da Baysal’ın üyeliğini düşürmüş.

Sonra ne olmuş biliyor musunuz, kısa süre önce ikametini Ankara’ya aldıran Sinan Sağlam, Melike baysal’ın yerine getirilmiş.

Evet, yaşananlar Veteriner hekimleri konseyinde oluyor.

Üç yıldır ikameti Bursa’da olan ve Ankara’ya aldırmayan Sağlam’a gıkı çıkmayanlar, meslektaşları Melike Baysal’ı ihbar edecek kadar acayipleşebiliyorlar!

Bu iş burada kalmamalı, delegenin oyu ile sandıktan çıkan Baysal, hukuk önünde hakkını aramalı. Aramalı ve demokratik mücadelesiyle Türkiye’ye örnek olmalı.

Tabi, 2022’nin sonlarına doğru yapılacak olan genel kurulda da, bu çarpıklığa, koltuk sevdalılarına karşı gereğini yapmalı.