Devletin hangi kurumuna gitsek, liyakatsizlik, disiplinsizlik ve suiistimaller göze çarpıyor. Bakanın, vekilin, belediye başkanının akrabası, yakını ve dostu olanlara kimse söz geçiremiyor, sonrasında da resmiyet, kural, ciddiyet ortadan kalkıyor.
Kalitesizliğin içinde, daha iyi eğitim alması için özel okula, koleje gönderilen çocukların, gençlerin toplu taşımalarda ölü taklidi yapıp yaşlıya, hastaya ve beli bükülmüşe yer vermeyen vicdansızlık ağının içinde olduklarını görüyoruz.
Medeniyet, demokrasi, cumhuriyet, Atatürkçülük sloganı atanların, nasıl bir savrulmaya kapıldıklarına da şahit oluyoruz.
3 sene önceydi, Altıparmak’taki Osmangazi Kaymakamlığı’nın alt katında bulunan ve vatandaşın nüfus, pasaport işlemlerinin yapıldığı alanda, memur azlığından dolayı işini yaptırmaya gelenlerin perişanlığını ortadan kaldırmayı düşünmesi gerekirken, makam koltuğundan kalkmaya üşenen kaymakamı bilirim.
Osmangazi Metro İstasyonu civarında bedenlerini satan, fuhuş yapanları gördükleri, bildikleri halde gıkını çıkarmayan; bu rezillikleri “arz ve talep” meselesi diyerek geçiştirenlerin nasıl bir savrulmayla imtihan olduklarına bakmak gerekir.
Domuz, eşek ve at etini kıymaya, sucuğa karıştıranların ifşalarının devam etmesine rağmen, kimi hemşeri derneklerinin yöneticileriyle yöresel ürün sahtekarlığına ortaklaşa imza atanlara, belediyelerin hala izin veriyor olması savrulma değildir de nedir, Nadir?
***
Böyle bir hatırlatmanın ardından protokol rezaletine giriş yapalım.
Malumunuz üzere, Bursaspor’a Enes Çelik başkan olmasının ardından üzeri küllenen camia adeta tekrar ayağa kalktı. Yanındayım kampanyası sayesinde milyonlar toplandı, tahta açıldı. Pablo Martin Patalla takımın başına getirildi, transferler yapıldı. 3’üncü Lig’e düşen takım, Bursa’daki maçları kapalı gişe oynamaya başladı.
Hal böyle olunca, protokol tribününde kendilerini göstermek isteyenlerin sayısı arttı. Ama bu işin bir kuralı olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Gelin görün ki, kural tanımayan, siyasi gücünü kullanan, 3 dönem önce AK Parti’de ilçe başkanlığı yapmış şahsiyetleri bile protokolde maç izlerken görüyoruz.
Hatta Bursaspor’un ilk 11’ni sayamayan, deplasmanın ne demek olduğunu bilmeyen, Batalla’yı sokakta görse minibüs şoförü sanan, resmi bir görevi olmayanlar da protokolde kendilerine yer buluyorlar.
Bursa’da oynanan maçı “hafta sonu eğlencesi” olarak gören, falanca bürokratın, milletvekilinin yakını, komşusu, mahalle temsilcisini de burada görebilirsiniz.
Tanıyanlarınız olabilir veya olmayabilir de,
Ama Teksas taraftarının tamamına yakının arkadaşı,dostu, Bursaspor’un tabiri caiz ise yağmurda, çamurda, zemheri soğukta maçlarını kaçırmayan, geçtiğimiz Mart seçiminde CHP’den Osmangazi Meclis Üyesi seçilen Bülent Akça, Bursa Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nden Belediye Kütahyaspor maçı için akreditasyon yaptırmak isteyince hayır cevabıyla karşılaşıyor.
Mevcut meclis üyesi CHP’li olunca yer yok. Gelin görün ki iktidara yakın olan filanca kişiye hayır diyecek kişi daha anasından doğmadı!
Bülent Akça’ya, Gençlik Spor İl Müdürü’nün özel kalem müdürü İsmail Bağcı’dan verilen ukalaca cevap ise “merhaba hocam hiç yerim kalmadı” olmuş.
Osmangazi Belediyesi’nin başkan yardımcılarına, meclis üyelerine yer yok ancak meclis üyesi olmayan, her hangi bir kurumda görevi bile bulunmayanlar protokole gelebiliyorlar.
Anlaşılan o ki, Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nde liyakat askıya alınmış. Bu kurumda işler böyle yürüyorsa, spora meraklı olan gençler hayata nasıl küstürülüyordur varın siz düşünün!
Nasıl ama,
Beşeri samimiyetler ön planda.
İktidara yakınsan tamam, muhalefetsen kusura bakma, hiç yerim kalmadı!
Aldığı cevaplar karşısında şoka uğrayan meclis üyesi Bülent Akça’nın, özel kalem müdürü İsmail Bağcı’ya yazdığı mesajı sizlerle paylaşıyorum:
“Maalesef protokol düzenimiz makamlarla alakalı değil samimi olduklarınızla alakalı.
Şehrimizin idaresi ile hiç alakası olmayan onlarca insan görüyoruz orada, hatta Bursaspor‘la alakası bile olmayan sadece hafta sonları iyi geçsin diye yazılan bir dolu insan var.
Bursaspor kimsenin hafta sonu eğlencesi değildir, kaldı ki Bursalı ve Bursasporluluk aidiyeti olmayan hiç kimsenin de böyle bir hakkı yok.
Hatta siz de dahil.
Bursa’nın kalbi olan, en büyük belediyesi olan, en büyük nüfusa sahip ve en büyük ekonomisi olan Osmangazi Belediyesi’nin dört tane meclis üyesi buraya yazılmayıp hocam yer kalmadı cevabını da kabul etmiyoruz.”
Durum bu.
Umarız bundan sonra, protokol tribününe önceliği olanlar alınır.
Bu arada, “beni protokole almadılar” şımarıklığına kapılmayan, böyle bir derdi, tasası da olmayan Bülent Akça, Belediye Kütahyaspor maçını meclis üyeleri Burak İleri ve Özlem Bodur’la birlikte Teksas’ta, olması gereken tribünde izlemiş.
Akça’dan ricam, bu şehirde yaşanan gevşeklikleri, rezaletleri, çekinmeden, üstünü küllemeden, üfürmeye yeltenmeden, seçenin, seçmeyenin de yüreğine su serpip, haklının hakkını savunup cesurca ifşa etmesidir.