Tarımda girdi maliyetlerini düşüremeyen iktidar, çiftçiyi adeta yok etmeye yemin etmiş gibi davranıyor.

Nasıl böyle bir kanıya varıyoruz?

Köylü, üretici tarlasına ektiğini toplamak isterken düşük fiyat politikasıyla adeta sarsılıyor. Bu trajediyi sene Karacabey’de gördük; karpuz, domates, soğan para etmedi, yollar kapatıldı, eylemler yapıldı. Türkiye’de yaşayanlar, Bursa’da traktörleriyle isyan bayrağı açan çiftçileri ekranlarda izledi, haberlerini okudular!

Şaşırtıcı gelişmelerin ardından birileri, üreticinin ürününün değerinde alınacağına yönelik açıklamalar yapmak zorunda kaldı.

Bu hatırlatmayı yapmak zorundayım; çünkü Karacabey bizim gözbebeğimiz. Tabiri caiz ise, topraklarına insan eksen bitebilecek kadar değerli.

Önceki dönem Belediye Başkanı Ali Özkan, ilçenin tanıtımında önemli rol üstlendi.

İnsanlar,

Karacabey’de denizin olduğunu, çok uzun bir sahil şeridini de bağrında barındırdığını öğrendi.

Ayı barınağı, longoz ormanlarının baş döndüren güzelliği, özgürce gezen atlar, 300’e yakın kuş türü, yerli ve yabancı turistlere inanılmaz enstantaneler olarak öne çıktı.

Damaklarda ömürlük tat bırakan milahiç peynirini, tabi Yaren Leyleği de unutmayalım.

Kısacası, Karacabey hakikaten keşfedilmeyi hak ediyor.

Gelin görün ki, bizim Karacabey’i başka türlü keşfetmeye gelenler de var!

***

Dün, İYİ Partili Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı’nın daveti üzerine ilçeye gittik.

Başkan, göreve geldiği 7 aylık süre içinde yaptıklarını anlattı. 150 milyon olan borcu 80 milyona indirdiğini belirtti.

Liyakatli ve genç bir ekiple hareket ettiğini, hantal, mıymıntı kadroyu tasfiye ettiğini söyledi.

Tasarruf tedbirlerine, iktidarın talimatlarından önce başladıklarını anlattı. Geçen sene 10 milyona ihale edilen aynı ürünün 7 milyona düşürülerek ihale edildiğini anımsattı. Girdi maliyetlerinden dolayı zor günler geçiren çiftçiye destek vereceklerini, böylelikle tarımda da ciddi adımlar atacaklarını ifade etti.

Koltuğa oturduktan sonra,  belediyedeki araç sıkıntısını havuz sistemi oluşturarak ortadan kaldırdığına dikkat çekti. Böylelikle de yüzde 30 tasarruf sağlandığını söyledi.

Haliyle, her belediye başkanının üzerine vazife olan; mahallelerde, sokaklarda, caddelerde yol çalışmaları yaparak sürücüleri rahatlattıklarını kaydetti.

Ardından da, Karacabey’e hizmete aşkla, şevkle devam edeceklerine dikkat çekti ve “siz sorun ben cevaplayayım” dedi.

Ali Özkan’ın ilçenin içerisindeki pavyonları merkezin dışına çıkaran, pavyon platosuyla ilgili Başkan Fatih Karabatı’ya soru yönelttim.

Önce sizlere, pavyondan çok, direk danslarının yapıldığı, genelev görünümlü malum yerlerle ilgili, geçen yıl yazdığım köşe yazısından bazı bölümleri paylaşayım, sonra Karabatı’nın soruma verdiği cevabı…

“Pavyonlar, ilçede ahlakı, huzuru bozduğu için Ali Özkan tarafından yaklaşık 3 sene önce Panayır Bölgesi’ne taşındı. 

Buraya kadar anormal olan bir şey yok.

Ama…

Şimdi anlatacaklarımı Bursa’yı yönetenler, sabah namazını kaçırmayanlar, haftanın üç günü Mevlana’dan sözler paylaşanlar, İçişleri Bakanlığı, Karacabey Kaymakamı, İlçe Emniyeti, iktidar ve muhalefet yetkilileri de ajandalarına not almalı.

Özkan, belediye başkanıyken kendisine,  pavyonlardaki ahlaki sorunu hatırlatmıştım. Burada yaşananlarla ilgili polisi işaret etmiş, “biz de şikayetlerimizi yapıyoruz” demişti.

Bu pavyon platosunda dönen dolaplardan önce, etrafındaki komşularını sıralayayım:

“AFAD, Büyükşehir İtfaiye, Karacabeyspor tesisleri ve Öğretmenler parkı.”

Rezilliğe dönecek olursak, bu pavyonlara ilgi o kadar büyük ki, çevre illerin yanı sıra,  İzmir, Balıkesir, Manisa, Ankara, Bilecik, İstanbul, Antalya,  Çanakkale, Tekirdağ, Edirne’den gelenler var.

Peki, bu pavyonları cazibeli kılan ne; kadınların anadan doğma hoplayıp zıplaması. Direk dansı…

Karacabey, adeta erotik turizmin, özellikle hafta sonları merkezi haline gelmiş durumda.

Merak edenler, sosyal medya hesaplarına küçük hatırlatmalar yazarak, çarpıklığı, utanmazlığı, başıboşluğu, denetimsizliği göreceklerdir.

Bitmedi, bu ahlaksızlık turizminden dolayı ilçenin nüfusunun belirli günlerde yüzde 1 oranında artması ne kadar “başarılı” çalıştıklarının göstergesi!

Haliyle talebe yetişemeyen pezevenkler, burada çalıştırdıkları kadınların sayısını da artıracağını düşünürsek, domates, soğan ve karpuzla anılan Karacabey’in ahlaki yapısının da ne hale geleceğini artık siz hayal edin!

Bir de burada çalışan “kişilerin” “iş” haricinde çarşı pazara çıkıp, mahallelinin, çoluk- çocuğun içinde gezmesini de ilave edersek,  ahlaki dezenformasyonu hızlandırmaz mı?

Bursa’mızın bu ilçesinde böyle numaralar, çakallıklar olurken, muhalefete düşen, genelde iktidar olanlar ne yapıyor?

Maalesef hiçbir şey!

Karacabey, erotik turizmle anılmamalı, bu ayıba bir an önce son verilmeli.”

***

Başkan Karabatı sorduğum soruya, evirmeden, çevirmeden verdiği cevap ise şöyle:

 “Evet, maalesef Karacabey’de böyle bir sorun var. İlçemizde yaşayanlar, dışarıdan bir çok kişinin bu mekanlara geldiği ve rahatsızlık verdiği gerekçesiyle tepki gösteriyor. Biz önceden domates, soğanla ve karpuzla anılırdık, şimdi pavyonla anılır olduk. Bu durumdan biz de çok rahatsızız. Dini vecibelerini yerine getiren bir zihniyetin bu noktaya nasıl geldiği anlaşılır değil. Bunların doğru yerde olmadığını dile getiriyoruz. Önümüzdeki günlerde düzenleme yapacağız.”

Durum bu, domatesin değerini koruyamayanlar, domuzu kasaplık hayvan sınıfına sokanlar kimler Kamil?

Sosyal çürümenin zirveye koştuğu bir süreçten geçerken, yukarıdaki rezilliklere susmak ne kadar doğru olabilir?

Başkan Fatih Karabatı ve İYİ Parti teşkilatı pavyon turizmine son verecek adımlar atmalı. Özellikle, Bursa’yı Ankara’da temsil eden, domatesten para kazanamayan çiftçilerle bu yaz çokça beraber olan Milletvekili Selçuk Türkoğlu da, konuyu ülke gündemine taşımalı. 

Karacabey’de muhalefet görevi üstlenen; vatan, millet, ecdat Osmanlı sloganı atan AK Partili muhteremler de, burada çalışan kadınların, komşularının kızı, akrabalarının evlatları olarak görüp, başlarını kumdan çıkarmalılar. AK Parti’nin Bursa Milletvekilleri de, zahmet olmazsa kıpırdamalı.

Toprağından bereket fışkıran Karacabey’imiz pavyonlarla değil, çiftçinin ektiği karpuzdan, domatesten, soğandan, biberden para kazandığı örnek bir kent olarak anılmalı!!!

Nereden nere, domates, soğan, karpuz, hayvancılık bir kenara itilip üretimi yerlerde sürünürken, Karacabey pavyon turizmiyle anılıyor. Bu utancın sorumlusu da dış güçler mi, Naci?