Devletin görevi vatandaşın canını, malını korumaktır.

Birileri şu itirazda bulunabilir.

Uyarılar yapılıyor, “kendisini, hakim, savcı, polis gibi tanıtıp, isminizin suç örgütlerine karıştığını söyleyenlere itibar etmeyin” deniyor.

Buna rağmen, neredeyse her Allah’ın günü, telefon dolandırıcılarının ağına düşenler maddi açıdan çok büyük kayıplara uğruyor.

Düşünsenize, bu arsız utanmazlar, bakan yakınından profesöre, akademisyene, hakimden savcıya, futbolcudan emekli amire, memura kadar aklınıza gelen herkesi mağdur ediyor.

Peki, kim bunlar, nerede barınıyorlar?

Şanlıurfa’nın Akçakale İlçesi’nde yaşayan, ikamet eden telefon dolandırıcılarını ülkemizdeki birçok duyarlı kişi biliyor da, devlet mi bilmiyor?

Tabi ki biliyor!

Öyleyse neden operasyon yapılmıyor?

Evi, yurdu, telefonu belli olan dolandırıcılar toplanmıyor, baskın yapılmıyor?

Galiba burada, “sen yap, sen bak, sen ilgilen” anlayışı söz konusu!

Bunun adına da liyakat deniyor.

Şanlıurfa valisi, alenen suç işleyen, halkın psikolojisini bozanlarla ilgili mutlaka bir adım atmalı.

Sadece Urfa değil, diğer kentlerdeki valiler de duyarlı olup, birlikte hareket etmeliler. Cumhuriyet Başsavcıları da aynı şekilde adımlar atmalı, durumdan vazife çıkarmalı.

Şöyle düşünenler olabilir, “paralarını telefon dolandırıcılarına kaptıranların da kirli işleri var, başlarına çorap örülüyor.”

Buna ihtimal vermek istemiyorum ama devlet mekanizmasını döndüren iktidarın işi, mağduriyeti, kafalarda soru işareti bırakmadan ortadan kaldırmaktır.

Daha 10 gün önce, kendi şirketine dezenfektan sattığı iddia edilen eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın kocası Hasan Pekcan, kendilerini banka görevlisi olarak tanıtan dolandırıcılar Şükrü Ç. ve Faruk K.'ye toplamda 1 milyon 646 bin 210 TL göndermek suretiyle parası buhar oldu.

Geçenlerde de Bursa’da 60 yaşlarında bir kadın, kendilerini polis olarak tanıtanlara 1 milyon 500 bin lirasını alıp, İstanbul’daki eğlence mekanlarında yerken yakalandılar. Şahıslar ele geçirildi ama paranın akıbetinden haber yok.

İşte durum bu kadar vahim!

Yerleri, yurtları belli olan şahısların bulundukları ilçeyi taşıyacak, hatta haritandan silecek güce sahip olan iktidar, birçok masum insanın canını yakan bu telefon dolandırıcılarının nefesini kesmek zorunda.