Kilo yapmasın, sağlıksız beslenmeyeyim düşüncesiyle hareket eden, makarna yemeyen varlıklı beyefendiler, nedense Ramazan erzak kolilerinin içine bol bol makarna paketi koyarak vicdanlarını rahatlatıyorlar!
Maalesef,
Bursa’daki belediyelerin iftarlarına karınlarını doyurmak isteyen dar gelirliler, akşam yemeğini bedavaya getirmenin mutluluğunu yaşıyorlar.
Diğer yandan ise,
Halk ve Kent lokantaları ekonomik durumu müsait olmayanlar için açıldığını bile bile, ayda 50 bin TL maaş alanların da buralarda karınlarını doyurması, ülkenin nasıl çürüdüğünü gösteriyor.
Ekonomide yaşanan dalgalanma, devam eden hayat pahalılığı, güneşi gören kar gibi emeklilerin maaşlarını eritince, Diyanet de açlık sınırında maaş alanlara fitre verileceğini açıklamıştı.
Kredi kartı borçlularının sayısı 25 milyonu aşmış. Bu sayının yarısına yakını dar gelirli.
Gerçekten zor durumda olanlar var. Çaresizliği kabullenmiş gibi yüzü gülmeyenler, torununa harçlık veremediği için ağlayan babaannelerle karşılaşınca yüreğim acıyor.
Birileri gelir defterlerine notlar alırken, birileri de marketin, eczanenin veresiye defterine borç yazdırıyor.
Zekat müessesesi, İslam’ın bir operasyon dini olduğunu bizlere gösteriyor.
Çünkü Allah, zenginlerin kazançlarını paylaşmalarını, hem de cimrilik yapmadan paylaşmaları durumunda, fakir kalmayacağına dikkat çekiyor.
Ölü taklidi yapmayanları, Gazze’de insanlık yok edilirken, Siyonist İsrail’i her koşulda destek veren Suudi Arabistan’a para kazandırmamak için haccı ve umreyi boykot edenlere sözümüz yok.
İşçisine, mevcut iktidarın belirlediği asgari ücretin çok üzerinde maaş veren münevverlere tabi ki şapka çıkaracağız.
Fakirin, algıcı Türk dizilerinde gördüğü acayip yemekleri, iftar sofrasına, komşusunu, tanımadığı garibanı davet ederek, kibri çöpe atanları nasıl alkışlamayalım, Kamil!
Somali’den önce komşumuz Semra teyzeyi, alt katımızdaki Ramazan amcaya kurban eti vermemizi emrediyor Rabbimiz.
Gönülleri kuşatacaksanız, afiş asmaya, reklam yapmaya gerek yok. Görmediğiniz, bilmediğiniz, tanımadığınız insanların birikmiş borçlarını ödeyebilirsiniz.
Buradan yola çıkarak,
MÜSİAD Bursa Şubesi’nin iş insanları, geleneklerimizin askısı, kasası olan “Zimen Defteri- Veresiye Defteri” kapsamında şehrimizdeki markete, eczaneye veresiye yazdıranların borçlarını silip süpürmüşler.
Unutmayın, Ramazan’ın içinde “erken gelen bayram var.”
Evet, Ramazan başlangıçtır, cimrilikten kurtulmanın kapısıdır. Cömertlikle, kazandıklarınız ne varsa bir gün hepsini bırakıp, toprağa karışmanın bilincidir.
İş adamından çok, insan olabilmek için adım atanlara imreniyoruz.
Fabrikalarında çalıştırdıkları emekçileri, patron olabilmeleri adına köprü olanları, Yüce Yaratıcı asil defterine yazıyor.
Veresiye defterini yırtan vicdanların sayısı artsın, garibanların sayısı azalsın.
Sahi, sofralarına sucuk, kırmızı et, kaşar peyniri, manda kaymağı, bal koyamayanları Allah görüyor. Sen deneden görmüyorsun, gülüm!
Bir kere daha, MÜSİAD Bursa’nın gönüllülerine, gönül dolusu selam.