Bazen bir haber gelir, her şey bir anda altüst olur…
Oldu da,
Sokaklar sakindi, şehir uykudaydı. Hava soğuktu.
Birileri sahura kalktı, birileri sustu.
Gece yarısı hamleleri bu topraklara yabancı değil…
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu gözaltına alındı.
Dolar fırladı. Euro tırmandı. Borsa çöktü.
Ekonomi kırılganmış, güven pamuk ipliğine bağlıymış meğer. Piyasalar çalkalandı.
Bir belediye başkanının gözaltına alınması neden ülkenin dengelerini sarsıyor?
Sebebi belli, vatandaş bu uygulamayı, tavrı kabullenmiyor.
Güven olmadan ekonomi olur mu, olmaz, olmuyor. Bunu, bir kere daha gördük ve yaşadık.
ABD ve Avrupa parası zıpladı gitti, emeklilere bayram ikramiyesi ‘10 bin TL verilsin’ talebine, kasada para yok denirken, dövizi dizginlemek için Merkez Bankası 10 milyar doları piyasaya sürmüş!
Kimin parası bu sürülen, tabi ki sürüm sürüm sürünen milletin parası.
Borsa iki kez devre kesti, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sarsıntılar devam ederken, ekonomi politikalarındaki ısrardan söz etti, müdahalelerinin devam ettiğini belirtti.
Acayip şeyler oluyor, çürüme çok hızla ilerliyor!
İmamoğlu’nun diplomasının iptalini duyan AK Parti’li vekillerin TBMM’de alkış tutması, 90’lı yıllardaki mağdurların nasıl bir güç zehirlenmesi içinde olduğunu gösteriyor.
Yaklaşık 1,5 aydır İBB Başkanı İmamoğlu’yla ilgili kamuoyu oluşturulurken, CHP’nin bugünleri daha ciddi refleksle görmesi gerekiyordu ama göremedi.
Bursa’da CHP İl Başkanlığı önünde gerçekleşen basın toplantısına katılanların sayısı 1500’ü geçmedi.
Tulum çıkarılan Nilüfer’deki CHP’lilerin yüzde 10 Fevzi Çakmaz Caddesi’ne gelseydi, Bursa’da gündem değişirdi.
Kent Meydanı’nda Orhan Sarıbal konuşurken, gözü yaşlı başörtülü iki teyzenin söyledikleri ibretlikti: “AK Parti’ye üyeydim ama hiç oy vermedim. Bugün itibariyle benim için AK Parti bitmiştir. İmamoğlu’na haksızlık yapıldı.”
“Çok istiyorum İmamoğlu’nun dışarı çıkmasını, çok efendi, dürüst ve terbiyeli bir çocuk. Gözaltına alındığını sabah duyunca kafama beşlik çivi çakılmış gibi oldum. Üzüldüm, ağladım ben. Resmen üzülüyorum bu oğlana. İyi insanın şansı yok. Ben bu oğlana çok yandım. Çocuklarımızın başına böyle bir adam gelsin.”
İşte, halkın penceresinde İmamoğlu.
Tıpkı, şiir okuduğu için hapse atılan Recep Tayyip Erdoğan’a 26 yıl önce gözyaşı dökenler gibi.
Abdurrahman Dilipak, 28 Şubat ceberrutluğunda sürekli dile getirdiği, ‘Adalet benim kaynanamın ismi’ sözünü bugünlere uyarlamak çok zor değil.
Şimdi soru şu:
Adalet bu muydu? Kalkınma bu muydu?
Not: teyzelerimizin söylediklerini izlemek isteyenler, Sokağın Nabzı Youtube’de ‘İmamoğlu’na destek çığ gibi’ başlıklı videoyu izleyebilirler.