Dedemiz Osman ve Orhan Gazi’nin kabirlerinin bulunduğu Tophane, Bursa’ya yurt içi ve yurt dışından gelenlerin uğradığı mekanlar arasında.
Zaten tarih ve kültür şehri bu çizgi üzerinde yer alıyor.
Yani bir uçta Emirsultan, diğer tarafta ise Murat Hüdavendigar var.
Ecdadın bıraktığı eserleri ne kadar çok korur, bakımını yaparken etrafını betonlaştırmazsak, bacasız sanayi dediğimiz turizmden daha fazla pay almış oluruz.
Buradan yola çıkarak,
Her ne kadar hikmetini bir türlü öğrenemediğimiz, Zafer Plaza’nın devamı YKM hala yıkılmamış, Pirinç Han hala aydınlanmamış olsa da, Hanlar Bölgesi’nin etrafını açma, yıkma çalışmaları devam ediyor.
Proje belirtildiğinin dışına çıkmaz ise tarihi aksın ihtişamı yakın zamanda ortaya çıkacak.
Betonlaşma mevzuuna gelecek olursak,
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a bir önerim olacak; Tophane bayırındaki asfaltı söküp, toprağın nefes alması ve tarihle bütünleşmesi için Arnavut kaldırımı döşense, Bursa’ya, ecdada yakışan bir kimlik daha kazandırılmış olmaz mı?
Kentimize gelen turistlere ne kadar çok tarih sunarsak, bu işin bize o kadar geri dönüşü olacaktır.
Kaldı ki Tophane bizim asil kimliğimiz ve değerimiz.
Kafamızı nereye çevirsek betonla karşılaştığımız Bursa’da, bu çok önemli merkezlerin caddeleri, sokakları kaldırım taşlarıyla örülse, tarihin daha rahat nefes aldığına şahitlik edeceğimizi garanti edebilirim.
Aynı zamanda, yeraltı sularımızdaki kaybın nedenlerinden birisinin şehrin cadde ve sokaklarının tamamının asfaltla kaplanması değil mi?
Ne dersiniz…