Bursa’yı yönetenler ne zaman kürsüye çıkıp mikrofonu ellerine alsalar, turizm ve sanayi alanında büyüyen, gelişen, yarışan bir şehirden bahsediyorlar.
Gelin görün ki, nüfusu 3 milyonu aşan, ülke ekonomisine katma değer katan Bursa’nın hızlı tren hayali bir türlü gerçekleşmedi.
Temeli atılalı neredeyse 10 yıl oldu, 4 yıl içinde güvenli seyahat edileceği söylendi ama o gün ilkokula giden çocuklar şimdi üniversiteli oldular. Bursalılar hala tren gelecek diye avutuluyor!
Yanı sıra, bundan 4 sene önce Uludağ üvey evlat olmaktan kurtarılıp, yılın 12 ayı turizme kazandırılacaktı. Zirvede çalıştay gerçekleştirildi, Hakan Çavuşoğlu Başbakan Yardımcısı olarak kürsüye çıkmış, “Uludağ tek bir özelliği ile ele alınacak bir dağ değil. Doğal güzelliği, turizmi, tabiat sporları var. Ama Uludağ, kış turizmiyle anılır olmuş. Kendisini 4 ay ile sınırlandırmış” dedi. Ama bugüne kadar atılan tek bir adım yok.
Hızlı tren mevzuuna dönersek, Bursa’ya abi olarak gönderilen Bülent Arınç, Mehmet Müezzinoğlu bu kente çivi çakamadılar. Arınç, edebiyat öğretmenlerini kıskandırdı, Müezzinoğlu’nun ise varlığı ile yokluğu anlaşılamadı.
Bu kayıp yıllarıyla ilgili Faruk Çelik, haklı eleştiriler getiriyor. Bursa için masaya yumruk vurulmadığına dikkat çekiyor. Açık açık eleştiriler yapıyor. İddia ediyorum, Çelik Urfa’ya gönderilmeseydi, hızlı tren tartışmaları yapılmayacaktı.
Ne yazık ki,
Şimdilerde, sen ben kavgaları yapılıyor, bir birlerinin konuşmalarına tahammül edemeyen Hakan Çavuşoğlu, Efkan Ala’ya kürsüden laf yetiştiriyor. Kentin bir ucuna yapılan ve 1 milyara mal olan Şehir Hastanesi’ne hafif raylı sistemle gidilsin diye 2 milyarlık ihale yapılmasına itiraz etmiyorlar.
Tabi, Bursa’ya hizmet etmektensen nefsi davranmak daha kolay, nasıl olsa destur çeken yok, bu hızlı tren ne olacak beyler diyen yok!
Yazık oluyor Bursa’ya, kısır çekişmeler yüzünden yatırımlar bitirilemiyor, maalesef tren kaçıyor!