Nasıl ama…

Bahar gelince yüksek doğalgaz faturalarından kurtulduğumuz için acayip seviniyoruz.

Her ne kadar bowling turnuvaları ile unutturulmak istense de, elektrik için aynı şeyi söylemek mümkün değil; "Ali kıran baş kesen" gibi, 365 gün ensemizde, nefes alamıyoruz.

Bundan 13 ay önce kilosu 30 liraya satılan tulumba tatlısı 80 TL oldu.

Mesela geçtiğimiz yıl simit 2 liraydı, şimdi 5 lira.

Her evde tüketilmesi gereken beyaz peynirdeki artış moralimizi bozuyor. Toz şeker bile lüks oldu.

Kırmızı et tüketmek ise hayal oldu. Her bütçeye uygun olduğu için tercih edilen tavuk eti de birçok haneye giremiyor artık.

“Fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz” diyen iktidarın iradesini, gücünü takan yok.

Özellikle gıda ürünlerine, girdi maliyetlerindeki yükselmeden dolayı gelen zamları, evde, çay ocağında, kahvede, ticarethanede, pastanede, postanede, sokakta, pazarda konuşanlar,

Kendilerine merhaba diyen AK Partili vekilleri, belediye başkanlarını gördüklerinde suspus oluveriyor. Samimiyetsizlik ve dalkavukluk zirve yapmış.

Peki oy verenler böyle, ya oyu alanlar?

Durum facia, içlerine girin ne dümenler dönüyor görürsünüz, tabi görmek isterseniz!

***

Bu hatırlatmaları yaptıktan sonra, yukarıdaki rakamları, zamları görmezden gelip açıkladığı enflasyon oranları ile adı sıkça duyulan bir kurum var.

Dün İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, Ankara yolu üzerindeki TÜİK önüne gelerek, zam sağanağına rağmen rakamlarını küçülten “TÜİK yalancılıkla Pinokyo’yu da geçti” deyiverdi.

Haklı mı, haklı.

Düşünsenize bizim geleneklerimizde ikramda bulunmak, eşi- dostu ağırlamak, “cimrileri, parayı mezara götüreceğini sanan zavallılar” hariç, herkese keyif verirdi. Gelin görün ki, insanlar gittikleri pastanede, merdiven altı bir lokantada bile hesapları ayrı ayrı ödemek zorunda kalıyor!

Son iki senede, bankalardan ihtiyaç kredisi alanların yüzde 80’i amiyane tabirle patlamış. Esnaf, vergisini, sgk primi ödeyemiyor.

Hayat pahalılığı buhrana dönüştüğü bir ülkede, talimatla hareket eden TÜİK vatandaşla dalga geçer gibi enflasyon açıklaması yaparsa; kapılarının önüne sadece pinokyo bırakıldığına dua etsinler…

Eğer hükümet pazardaki, bakkal diyemiyorum, üç harfliler yüzünden yok oldular, marketteki, kasaptaki yangını söndüremezse, 2023 seçimlerinde TBMM’deki tablo 2015’ten çok farklı olacak.

Selçuk Türkoğlu’nun basın açıklamasında söyledikleriyle sizleri baş başa bırakayım.

“Domates, biber, patlıcan, soğan, patates, marul, maydanoz. Hepsi lüks oldu lüks!

Vatandaş masasına çoban salata bile yapıp da koyamaz oldu, siz neyin kafasını yaşıyorsunuz?

Makarnada bile fiyatlar geçen ay tam 12.72 yükseldi. Yumurtada yüzde 9.62; Şebeke suyunda da yüzde 7.17 oldu. Yani evimizdeki çeşmelerden bile dert akıyor dert.

Kadın giyimde yüzde 12.38, erkek giyimde yüzde 9.40’lık artış kaydedilirken, vatandaş üstüne başına ikinci el kıyafet bakmaya başladı. Kırtasiye ve çizim malzemeleri de yüzde 11.79 yükseldi.”

Daha bir sürü sıkıntı sıraladı Türkoğlu. Ne yazmakla, ne de cılız sesle haykırmak sonucu değiştirmiyor; zam sağanağı sona ermiyor.

Gözler Aralık’a çevrilmiş; EYT, asgari ücret ve emekli maaşlarına yapılacak artışlara.

Seçime kadar popülist politikaları daha fazla göreceğiz. Beraberinde enflasyonun yükselişini seyretmeye devam edeceğiz.

Ya seçim sonrası, işte asıl buhran cicim ayı bitince başlayacak, yani Allah sonumuzu hayreylesin!