Bursa’yı yönetenlerle bir kan bağım yok, miras kavgam, şahsi husumetim ise hiç yok.
Tek isteğim bu şehrin iyi yönetilmesi, marka kent olmasıdır.
Dolayısıyla gördüğüm eksiği, mağduriyeti eğilip bükülmeden yazmaya, gündeme getirmeye, fotoğraflamaya çalışıyorum.
Şimdi anlatacaklarıma her vicdan sahibinin kulak kabartmasını rica ediyorum.
Malum 2 yıla yakındır acayip bir hastalıkla mücadele ediliyor, binlerce kişi korona adı verilen lanetli yüzünde bu dünyadan göçtü. Kalanlar ise maddi anlamda adeta kavruluyor.
Bu sıkıntı bataklığının içine bir de döviz artışını ve ekonomik çatırdamayı eklediğimizde esnaf, işçi, emekli ve iş insanlarının çırpınıp durduğunu görüyoruz.
Herkesin malumudur, AK Parti iktidarı yaşanan çatırdamada ev ve dükkan kiracılarını sevindiren bir adım attı, kira artışları açıklanan enflasyon oranı kadar olacağını duyurdu. Tabi, bu adım tek geliri, daire ve dükkân kirası olan mal sahiplerini üzdü.
Devlet mekanizmasını döndürüp, işi halkına daha iyi bir yaşam sürdürmek olan iktidar, sakal ve bıyık tıraşını maalesef acemice yaptığı için berber koltuğuna oturttuğu herkesin suratını yara bere içine bıraktı.
Nedenine gelecek olursak,
Doğal gaza, elektriğe yapılan fahiş zamlar, diğer giderlerdeki artış, ciroların yüzde 60 oranında düşmesi, esnafı vergilerini bile ödeyemez duruma getirdi. Örneğin, dükkânında 4 kişi çalıştıran 2 elemanının işine son verdi.
***
Bu karanlık tablo yetmezmiş gibi,
Hanlar Bölgesi’nde ve çarşı aksında Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün kiracılarına yaptığı kira zulmüne karşı Bursa’daki iktidar partisinin milletvekilleri iyi polis, kötü polis oynayarak sessiz kaldıklarına üzülerek şahit oluyor, duyuyoruz.
Allah aşkına, AK Parti hükümeti işyeri ve dairesi kirada olanlara, şuan açıklanan enflasyon rakamı olan yüzde 21’den fazla zam yapamazsınız derken…
Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü, kiracılarına yüzde 70’ e varan zam yapmış!
Necip Fazıl Kısakürek destan şiirini tam da bugünler için yazmış sanki: “Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul; Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul. Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa; Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!”
Ah üstat ah, bu ülkede kurtları bile çırak çıkarıyorlar artık!
Mesela İstanbul’da Vakıflar kiracılarına yüzde 20 oranında zam yaparken, Bursa’dakiler kiracılarına diz çöktüren bir anlayış benimsemiş gibi. Başka kentlerde de Bursa’ya benzer hak gasplar söz konuymuş ama bizler kadim şehre bunu yakıştıramıyoruz.
Vakıfların kiracıları, esnaf AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu’na yaşadıkları zorlukları anlatmışlar ama sonuç, elde var sıfır.
Hakan Bey için parlamentoda Bursa’dan gelen hemşeri derneklerini ağırlamak daha anlamlı; ne eleştiren var, ne de tepki gösteren. Gel gülüm, git gülüm. Çalsın sazlar, içilsin kahveler; ağlayan varmış, SGK pirim borçları birikmiş, intihar edenlerin sayısı artmış boş ver!
“Eşeği önce kaybettirip, sonra buldurmak” böyle oluyor işte.
Demek vakıf yöneticiliği böyle oluyor, acı çekene vur tekmeyi!
Bunun adına, esnafın kazandığına göz dikmek denir.
Ortada utanılacak bir tablo var.
Buradan Bursa Valisi Yakup Canbolat’a sesleniyorum, “lütfen masaya yumruğunuzu vurun, inisiyatif ortaya koyun, vakıf kiracısı esnaf zor durumda, yapılan kira artışları karşısında şaşkına dönenlerin yüzünü güldürün ki, ahiret günü çok sevdiğiniz Mevlana size şahitlik yapsın. ”
Bir çağrım da, kendisi de esnaf olan, bu şehri bilen AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan’a; lütfen isminizin hakkını veriniz. Esnafın anasını ağlatan vakıflara parmak sallayınız, hesap sorunuz. Ticarethane sahiplerinin duasını alınız.
Yanı sıra,
Kira zulmüyle ilgili muhalefetin de kamuoyu oluşturması, Vakıflar Bursa’ya geri adım attıracak gündem meydana getirmeleri gerekiyor. Dolayısıyla CHP ve İYİ Parti’ye büyük iş düşüyor.
Merak ediyorum…
AK Parti Bursa teşkilatları esnaf ziyaretleri yapıyor yapmasına, ne var ki bir kişi de çıkıp yaşadıkları zorluğu dile mi getirmiyor, yoksa ziyaretler sırasında acayip şeyler oluyor da biz mi bilmiyoruz, hakikaten çok ilginç!
Şimdi kimse kusura bakmasın ama çarşıda onlarca esnaf sindirilmiş, korkutulmuş, konuşursam maliyeci gelir, sigorta müfettişleri gönderilir endişesiyle nefes alıyor.
Ancak bu böyle gitmez, demokratik tepki göstermek lazım…
Hanlar Bölgesi’nin etrafı aydınlatıyoruz diye övünenler, han içindeki esnafların ahını işitmemeleri çok üzücü…