Haklamak başka şey, saklamak başka.
Kaldırımda yürürken kedi ve köpeğe tekme atmak başka şey, kuşlara su vermek ise bambaşka.
Temizlik görevlisiyim ben deyip, plastik çöp konteynerini boşalttıktan sonra yere atarak çatlatmak da başka bir facia.
Etrafına sorumlu gözlerle bakıp, nefes borusuna pizza lokması kaçan çocuğu doğru bir hamleyle hayata döndüren esnafla, Soma’da yere düşene tekme atanı aynı kefeye nasıl koyacağız, Yusuf?
Şimdi anlatacaklarım da ibretlik, gerçekten ibretlik.
Yaşı, benzemesi önemli değil ama
Karakteri, onurlu duruşu benzesin yeter.
***
Bursa’da bir fabrika işçisi, yaşı 26.
Atatürk Caddesi’nde yürüyüşe çıkmış, yerde bir cüzdan gözüne çarpar. Sağına, soluna bakmadan kabarık cüzdanı alır. İçinde nefsini okşayacak, yaklaşık 4 asgari ücret yatmakta. Dolar, Euro ve tl!
Ayrıca kredi kartı, nüfus cüzdanı, ehliyet falan!
Ve sahibinin kartları.
Adamı hiç çekinmeden arıyor, cüzdanını nerede düşürdüğünün farkında olmayan kişiye, içi parayla dolu emaneti kendisine nasıl ulaştıracağını soruyor.
Cüzdanın sahibi ile Orhangazi parkında buluşuyor, genç.
Ve cüdanı sahibine teslim ediyor, paraların sahibi adam cüzdanını bulup kendisine teslim eden kardeşimize, şükranlarını sunuyor, teşekkür ediyor ve 2 bin TL hediye etmek istediğini söyleyince, içtiği süt kat kat helal olasıca genç, ‘beyefendi, benim paraya ihtiyacım yok’ diyerek adama çıkışıyor.
Ancak adam, ısrarlı ve güngörmüş birisi. Rica ediyorum al bu parayı, ne istersen yap, ister garibanlara dağıt, istersen harçlık yap.
Aralarında geçen muhabbetten sonra genç, adamdan parayı alıp vedalaşır.
Öyle durup dururken adam olunmuyor tabi, istifçi Reza!
Genç, cebine koyduğu paranın bir miktarıyla fidan satışı yapan bir yere gidiyor ve 5 adet çınar fidanı alıyor. Paranın emanet olduğunu söyleyip kısaca başından geçen olayı fidancıya anlatınca, fidanlar kendisine hediye ediliyor.
Durun bitmedi,
Bu yiğit, mahallesinde maddi durumu iyi olmayan 10 kişinin elektrik, doğalgaz ve su faturalarını ödeyerek, emaneti gerektiği gibi teslim ediyor. Semtinin çocuklara da harçlık dağıtıyor.
Cennete, sadece Diyanet’in belirlediği fitreyi gariplere verince girebileceğini sanan şaşkınlar, nasılsınız, iyi misiniz?
Kulluk gücü, bilinç, şuur ve insan olduğunu hatırlayıp pratik düşünmek böyle bir şey işte.
Falanca cemaatin, filanca tarikatın üyesi değil bu anlından öpülesi.
Paylaşmak hakikaten çok lezzetli, hele ikram edileni, nefsinin zincirlerini kıra kıra vermek bambaşka.
Kısacası,
Hiç, cam balkonlu dairelere yatırım yapanla, insan gibi yaşamayı tercih eden bir olur mu canımın içi?
Dolayısıyla iyiler kaybedebilir ama iyilik sürekli kazanıyor!