Sokaklarında, caddelerinde gondolların gezdiği Venedik’i yılda 35 milyon kişi ziyaret ediyor.

Bu şu demek oluyor; İtalya’nın tarih kokan kenti,  dünyanın farklı ülkelerinden turistlerin akınına uğruyor, bacasız sanayi ülke ekonomisi için tıkır tıkır çalışıyor.

Bu potansiyeli İtalyanlar, kuralcı ve kentlilik bilinciyle yakalamışlar.

Başka bir örnek Japonlar, bu ülkede yere çöp atan, tüküren göremezsiniz, ayakta yemek yiyende.

***

Geçen hafta Bursa Kent Konseyi Bursalıları, şehrimizde yaşayanları bir araya getirdi, haydi bakalım söz sizde dedi.

Kent Konseyi Başkanı olduktan sonra aidiyet duygusuyla hareket eden Şevket Orhan, katıldığı her programda, her toplantıda mahalle kültürünü kaybettiğimize, selam vermeyi unuttuğumuza dikkat çekiyor.

Orhan adeta sarsıyor, silkeliyor, ezberleri bozuyor.

Selamlaşmanın medeniyetimizin birinci adımı olduğunu ifade ederken, kibir ve kini paçavraya çevirmenin adı olduğuna da işaret ediyor.

Bir anlamda, uyuşturucu kullanımının arttığı şehrimizdeki sıkıntıları dile getiriyor

Gerçekleşen toplantıya, aklınıza kim geliyorsa davet edilmiş, ayrım yapılmamış.

Eteklerinizdeki taşları dökün denmiş.

Mesela Orhan’ın şu sözleri hepimize ders niteliğinde:

Bursa’da yaşayanlar çok önceleri ‘Merhaba’, kimisi ‘Günaydın’ kimisi ‘Selamın aleykum’ derdi. Biz bu değeri tekrar kazanmak istiyoruz. Selamlaşmak medeniyetin birinci adımıdır. Herkes birbirine selam versin. Birinci arzum bu kültürün tekrar yaygınlaşması için çalışmak. İnsanlar birbirinden kaçmasın birbirine yakınlaşsın. Geçmişimizde olan ama bugünlerde yitirmeye başladığımız bir başka değerden bahsetmek istiyorum. Bursa ahlaklı bir şehirdir. Ticari ahlak var, aile hayatında ahlak var, sosyal yaşantıda ahlak var. Eskiden söz senetti. İnsanlar birbirine söz verdi mi ticarette bu yerine getiriliyordu. Sosyal hayatta bu yerine getiriliyordu. Ama günümüzde maalesef çok azaldı diyebiliriz. İkinci arzum ise, ne olur bu ahlak meselesini de göz önüne alalım. Eskiden komşuluk ilişkileri de çok farklıydı. Herkes birbirinin kapısının önünü temizlerdi. Eskiden kaçak inşaat nedir bilmiyorduk ama bugün Bursa’nın yüzde 70’i kaçak. Komşuluk ilişkileri sıkıntılı. Kültürel kodlarımıza geri dönmemiz için ne yapabiliriz! Bunları konuşmalıyız.’

Kaçak inşaat var mı var!

Yanı sıra,

Çevreye olan hassasiyet ve bilinç maalesef yok denecek kadar az.

Bırak komşunun kapısının önünü süpürmeyi, millet kendi çöplerini komşunun kapısına atıyor. Sonra da görmedim, duymadım diyorlar!

***

Mesela toplantıya katılan STK’lar umarım Şevket Orhan’ın anlattıklarından, tembihlerinden ders çıkarırlar da, haftalık toplantı yapma alışkanlıklarından kurtulup, Bursa’yı nasıl yeşillendiririz, her semte, mahalleye fidan dikeriz diye kafa yorarlar.

Yaşanan sıkıntıları, karmaşayı yerel yöneticilere söyleme cesaretinde bulunurlar.

Böyle olunca da şehrimize dünyanın her yerinden turist gelir, Venedik’i kıskandırırız.

Bilseniz ki, Bursa’ya gelen turistlerin tarihi alan olarak ziyaret ettiği aks belli. Yabancıları kolundan tutup Başaran’a, Koğukçınar’a nasıl götürelim?

Şimdi bazı davetliler “ne yaptın sen Şevket Orhan” demiş olabilir ama Orhan’ın doğru adım attığına ölü taklidi yapanların haricinde herkes “helal olsun” dediğini biliyorum.

***

BİR SÖZ

Din ahlaktır; onu hayata geçirmek ise terbiyedir, kültüre, tarihe sahip çıkmakla olur.

Aliya İzzetbegoviç