Bursa 8-10 Kasım tarihlerinde otomotiv devlerini Merinos’ta ağırlayacak.
Sektörün önemli aktörleri “Otomotiv Buluşmaları-Türkiye Organizasyonu” başlığı altında bir araya gelecek.
OSB Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Durmaz, düzenlediği basın toplantısında bu önemli buluşmayla ilgili bilgileri aktarırken heyecanlı ve gururluydu.
Çünkü 38 ülkeden 300 temsilci, merdiven altı derneklere izin verilerek stant açtırılan, 25 derece sıcak ortamda sucuk, kaşar, yumurta satışı yaptıkları Merinos Fuar alanında milyar dolarlık ciroları olan otomotivin aktörlerini bir araya getireceklerini söyledi.
Düşünsenize “Automotive Meetings” 8 yıldır Meksika, ABD, Kolombiya, Romanya, İspanya ve Türkiye’de otomotiv sektörünün OEM, Tier1, Tier2, yan sanayi, ağır vasıta ve Aftermarket’in önemli firmaları bu alanda öncü şehir olan Bursa’da buluşacaklar.
Misafirlere şöyle bir göz atarsak, TOGG, Volkswagen Group, MAN EU, Stellantis, Alexander Dennis, Aston Martin, Ashok Leyland, Mahindra, Hyundai, Ford, Tam Durabus, Renault ve Toyota.
Hüseyin Durmaz, etkinliğe ABD, Almanya, Slovenya, Hindistan, Etiyopya ve Tanzanya’dan, farklı alanda alıcıların da katılarak, otomotiv tedarik zinciri ve sektördeki yeniliklerin tartışılacağını belirtti ve ekledi, “154 üretici firmamız etkinlikte bulunacak. 32 yabancı, 92 Türk firma, 300 kişilik satın alma tarafından gelen misafirlerimiz olacak. 7 bin ikili görüşme yapılacak.”
Evet, geçen yılın verilerine göre 30 milyar dolar seviyesinde olan Türk otomotiv endüstrisi ihracat toplamının dörtte birini Bursa firmaları gerçekleştirmiş.
Durmaz buradan yola çıkarak doğru karar verdiklerini, doğru bir adım attıklarını hatırlattı. Gelen misafirler sayesinde Bursa’nın daha da tanınacağını belirtti.
***
Tabi, Hüseyin Durmaz’a anlattıklarının ardından sorular yöneltildi.
Durmaz’a Nilüfer deresinin sanayi atıklarıyla kirletilmesini sorulunca, “Herkes görevini yapacak, sizler gazetelerinizde bu kirliliği soracak, yazacaksınız. ‘Bursa kirleniyor, Bursa katlediliyor, denizden istavrit çıkmıyor, şehir nefes alamıyor’ diyeceksiniz” cevabını verince, soruyu soran kişi, herkesi şaşırtan, şoka uğratan bu yanıta, “Hüseyin bey, sizin söylediklerinizi, sizin ağzınızdan yazabilir miyiz?” diye tekrar sordu!
Peki, Hüseyin Durmaz’ın cevabı ne oldu; kibarca sansür, hayır!
Nasıl ama basın toplantısına gel, soruyu sor, yanıtını al, sonra algı yap, şirinliğe oyna, ardından griliğin içine dal, yazabilir miyiz de!
Şimdi sormak istiyorum Bursalı iş insanı, yatırımcı, üretici Hüseyin Durmaz’a,
Bursa kirletilirken, sanayi atıkları derelere kibarca boşaltılırken,
Nilüfer deresi artık Marmara’ya zehir enjekte eden atık kanalına dönüştürülmüşken, siz niye susmayı tercih ediyorsunuz?
Oysa bir Bursalı olarak ilk önce konuşması gerekensiniz. “Şehrim talan ediliyor, sularımız, havamız zehirleniyor” şeklinde cesur çıkışı siz yapmalısınız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın harekete geçmesini sizin gibi iş insanlarının görevi.
Sonuçta kimseye hakaret etmiyorsunuz.
Nasıl ki, eski Yalova yolu civarındaki şehre vizyon kaybettiren küçük ve dağınık sanayiden şikayetçiyseniz, ihracatta, üretime dikkat çekip, Bursa gibi sanatkarlar şehrindeki nüfusun azaldığına vurgu yapıyorsanız,
Küçücük torna tezgahında başlayan Durmazların serüvenini övünerek anlattıysanız suyumuzun, deremizin, havamızın kirletildiğini de söylemelisiniz.
Siz ve sizin gibi etkili, yetkili kişiler Bursa’nın derelerini kirleten meslektaşlarınızla ilgili endişelerini belirmeli. Belirtmeli ki çözüm bulunsun!
Bir gün ölüm trenine bineceğimizi de hatırlayıp, yaşam bakiyemizde şehrimizle ilgili sorunları kamuoyunun gündemine aktarmak zorundayız, Hüseyin Bey!