Yine geldi Ramazan; ömrü olanlar bayramı da görecek.
Dün, kongrelerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2 haftalık kısmi kapanmayı duyurdu. Reis’ten önce Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, camilerde teravih namazı kılınmayacağını belirtmişti.
Bazı akıllılar, ‘teravih kılma hakkımız elimizden alındı’ diyerek tepki gösterdi.
Gösterdiler göstermesine ama…
Bursa’mızın farklı semtlerindeki camileri vakit namazlarında ziyaret ediyorum; cemaat 2 saf, bilemediniz en fazla 3.
Bu durum diğer şehirler için de pek farklı değil.
Ramazan, bizim için sokak lambası, trafik işareti.
Uyarıcı…
Hanelerimizi onurlandıran dostumuz.
Onun geldiğini bilmek, silkelenmek, dökülen, yıkılan yerleri onarmak gerekiyor.
Sözde yardım derneğine giden bir yoksul, kapıdan çevrildiğini duymuştum. ‘Bize kayıtlı olanlara erzak veriyoruz’ denmesi, o kişiyi perişan etmiş.
Ne kadar acı değil mi?
Nasıl olsa kontrol yok, tepki yok.
Milyonluk otomobillere binenler, erzak dağıtarak mutluluk algısı oluşturuyorlar!
Elektrik, doğalgaz, su faturalarını soran yok.
Oysa lezzetlerin en güzeli, yoksulluğu ortadan kaldırmak için atılan adım olsa gerek.
Allah’a konuk olmayı bir kenara itip; kibre, dalkavukluğa misafir olmak marifet kabul ediliyor!
Ramazan’da ve diğer günlerde kul hakkına girmek, hak yemek, ne anlama geliyor?
Olsun, denize girmek, sakız çiğnemek, diş fırçalamak orucu bozar mı?
Bu sorular her sene gündemde.
Ya sorulmayanlar?
Mesela…
Her sene, her sene, ne kadar çok soruluyor değil mi?
Hak yemek orucu bozar mı?
Haksızlık yapmak orucu bozar mı?
Ya da, şehirleri betonlaştırmak?
Adaletsizlik orucu bozar mı?
İhaleye fesat karıştırmak orucu bozar mı?
Liyakatsiz insanları, amir, memur, daire başkanı yapmak orucu bozar mı…?
Gibi soruların cevabını alabilir miyiz?
Yukarıda saydığım soruların cevabı, orucu ‘bozmaz.’
Peki, orucu bozmaz da ne yapar?
Hocalar bu soruların cevabını ister versin, isterse her zaman olduğu gibi ölü taklidi yapmaya devam etsinler!
Şu gerçeğin önüne kimse duvar öremez.
Yaratıcı, kulluk şuuruyla hareket etmeyenlerin, hak yiyenlerin, haksızlık karşısında susanların, kendisine çeki düzen vermeyenlerin, borcunu inkâr edenlerin, işini liyakatle yapmayanların, yere düşene tekme atanların, kadınları katledenlerin, yalan şahitliği yapanlar,, işçisine asgari ücretin üzerinde maaş verecek güçte olup vermeyenler, faiz yiyenlerin ibadetlerini suratlarına çarpacağını söylüyor.
O zaman, ya toparlanacağız veya kendimizi kandırmaya devam edeceğiz!
Ramazan-ı Şerifiniz kutlu olsun.