Şu bir gerçek ki, tarih boyunca insanoğlunun başına gelen felaketler terbiye edici niteliğinde.

Yani yaşanan her sıkıntıdan ders çıkaranlar olmuş, önlemler alınmış. İlmi, bilimi ve teknolojiyi geliştiren akıl ortaya konulmuş. Bu işe kafa yoranlar ekonomik anlamda güçlenmiş, kendi kendine yeter hale gelmişler.

Bizim ülkemizde de yaşanan ortak felaketler; dayanışmanın, yardımlaşmanın, “hepimizin aynı gemide olduğu” bilincinin gelişmesine vesile olmasını, ortak acılarımız “daha iyi insan olmak” yolunda bizi olgunlaştırmasını ümit eder olduk.

Neyse…

Malumunuz ciddiye alınması gereken bir bela başımıza musallat oldu.

Çin’de ortaya çıkan, yaklaşık 25 günün ardından da Avrupa ülkelerine sıçrayan coronavirüs, İtalya’da can almaya başlarken, dünyanın her yerine yayılarak adeta insanları öldürmek için elinde kılıçla gezen bir cellada dönüştü.

Avrupalılar, her konuda işlerini ciddiyetle yapan, önceliklerini insanlarına adayan bir devlet mekanizmasına sahipler ama diğer taraftan baktığımızda virüsü ciddiye almadıklarını gözlemledik. Örnek mi istiyorsunuz; İtalya, İspanya Ohal ilan edilen Belçika ve Fransa.

Kısacası durum çok ciddi.

***

Malum virüs ülkemize sıçradığı günden bu yana Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, halkına örnek olmak amacıyla kimseyle tokalaşmıyor, kucaklaşmıyor.

Dün, ekonomik tedbirleri açıkladığı toplantıda bu fotoğrafı açıkça millete bir kez daha gösterdi.

Hem kendisi, hem bakanlar aralarında mesafeli bir şekilde oturdu.

Cumhurbaşkanımız tedbirler paketini açıklarken, ipin ucunu bırakmayacaklarını piyasayı canlı tutacaklarını söyledi.

Yalnız bizim gördüğümüz, bu paketin içinde özellikle esnafın yüzünü güldüren, dar gelirliyi memnun eden maddeler yoktu.

Yani, ‘elektrik, su, doğalgaz faturaları tahsil edilmeyecek, kiracı olanlara kira yardımı yapılacak’ denmedi.

Yapılan şey kredi, vergi borçları ertelenecek, evde oturun telkinleri devam ederken, daire almak isteyenlere kredi kolaylığı getirildiği.

Bir de, emeklilere kolonya ve maske dağıtılacak.

Kısacası dar gelirliyi yüzünü güldüren müjde yok.

Bu mevzuyu çok uzatmaya gerek yok, çünkü kamuoyu pür dikkat Erdoğan’ın açıklamasını dinlediği için bazı şeylerin farkında.

***

Şimdi…

Devlet mekanizmasını çalıştıran iktidar, halkına corona tedbirleri konusunda uyarıcı bilgiler veriyor, ricacı oluyor. ‘Aman gözünüzü sevelim mecbur değilseniz evden dışarı çıkmayın manşetleri’ attırılıyor!

Fotoğraf: Bilal Kayaaltı

Malumunuz, Osmangazi Belediyesi’nin kendi ismini taşıyan bir meydan inşaatı var.

Buradaki çalışmaları Bursalılar izlesin diye yaklaşık iki metre genişliğinde bir pencere açılmış.

Virüs tedbirleri kamuoyuna duyurulduğu günden bu yana, bu pencereden insanlar bir birine temas ederek içinde iş yerlerinin, AVM’lerin olacağı inşaat çalışmasını izliyorlar.

Allah rızası için Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’a buradan çağrıda bulunuyorum.

Ne olur bu pencereyi kapat başkan.

Bu arada, yaşanan bu korku süreci sona erdikten sonra, belayı başımızdan def edince…

AK Parti Bursa’nın bazı il ve ilçe yöneticilerinin ricaları ile Çarşamba Pazar alanı, kentimize zerre katkıları olmayan birçok hemşeri derneklerine yöresel ürün saçmalığı adı altında tahsis edilip açıkta gıda satışı yapan, kalitesi, içeriği, nerede üretildiği belli olmayan gıda ürünlerini sergilenmesine, satılmasına izin verecek misiniz?

Yoksa ne belası kardeşim, bize oy lazım, tribünlere oynamak zorundayız mı diyeceksiniz?