Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sosyal medya hesabına baktığınızda çiftçilerin desteklendiğini, arazilerin ekildiğini, sulu, susuz tarım ile kalkındığımızı göreceksiniz.

Hatta daha dün, “1 milyar 67 milyon 297 bin TL tarımsal destekleme ödemesini çiftçilerimizin hesaplarına bugün aktarıyoruz”  şeklinde bir müjdeyi de.

Bakanlığın bu didinişine rağmen ne hikmetse, büyükşehirlerin köyleri insansızlaşmaya devam ediyor.

Geçenlerde yolum, hani şu topraklarından bereket fışkıran, pirinciyle ünlenen Tunceli’nin Ovacık ilçesine selam çakıp, bizde de domates, biber, fasulye, buğday, çilek, kiraz, karpuz, kavun, mısır ve daha birçok ürün yetişiyor diyerek haykıran Harmancık’a düştü.

Uludağ’ın arkasına sığınmış, unutulmuş, 22 köyü olan, Bursa’nın dağ ilçesi.

Harmancık’ta kıraathanelerdeki masaları, yaşı 60’ın üzerinde olanlar doldurmuş. Gençlerin sayısı oldukça az.

İlçede doğup büyüyen, 80’e merdiven dayamış bir amcayla demli çay eşliğinde sohbet ettim.

Haliyle mevzu tarım ve hayvancılığa geldi.

Öncelikle şu hususa dikkat çekeyim, Türkiye’nin nüfusu 2023’ü uğurlamaya hazırlandığımız bu günlerde artarken, üretimin merkezi olan Harmancık’ta azalıyor.

İlçede yaşayanların sayısı 90’lı yıllarda 13 bin civarlarındaymış.  Şimdi 6 bine yakın. Bu rakamın yaklaşık 2 bini de emekli. Köylerin vaziyetini merak ediyorsanız, adeta veba salgınına uğramış gibi.

4 dağ ilçemizin toplam nüfusu 50 binden az.

Anlattıklarının tamamına katıldığım amca, “evlat bizim buralarda 3 bin dönüme yakın arazi ekilemiyor” dedi.

Sebep, girdi maliyetleri.

Haklı mı, hem de çok…

Harmancık’ın kerameti kendisinde saklı belediye reisine ekilemeyen tarlaları kiralamasını söylemiş, aldığı cevap “biz böyle işlerle uğraşamayız” olmuş!

Bursa’da siyasi çevrelerin ve STK’ların yakından tanıdığı bazı isimlerin de bu ilçemizde tarlaları var. Ama ekilmeyen, sürülmeyen, öksüzleşen.

Hayvancılık da aynı şekilde dibe vurmuş. Merkezde küçük ve büyükbaş işi yapanların sayısı iki elin parmaklarını geçmez.

Kendisine, sorumlu olduğu şehrin arazilerini tek tek gezip, yaşanan sorunları, sıkıntıları ortadan kaldırmak ve dertlenmesi için maaş ve makam verilen Bursa Tarım İl Müdürü, Harmancık’ın nerede olduğunu biliyor mu acaba?

Harmancık Belediye Başkanı Yılmaz Ataş, şu ekilemeyen arazileri tespit etse, didinse, gecesini, gündüzüne karıştırsa, projeler üretse, verimli toprakların ekilmesini sağlasa da, ilçemizin ismini Türkiye’ye duyursa olmaz mı?

Olur da kim uğraşacak, tersine göçü teşvik etmeyi. Tarlaları kiralayıp istihdam meydana getirmeyi.

Şöyle bin dönüm araziye arpa, buğday, yonca ekip, haydi gençler Harmancık’a sloganıyla, “hayvancılıkta hayat var, biz teşvik ediyoruz, baktığınız ineklerin yiyecekleri tarladan gelecek, girdi maliyetleri düşecek. Sağılan sütleri sizlerden yüksek fiyata alacağız, üreticiyi destekleyeceğiz. Piyasaya ucuza satacağız. Böylelikle, asgari ücretin çok çok üzerinde geliriniz olacak. Doğduğunuz topraklarda doyacaksınız” diyerek tarihe geçseniz!

Hakikaten çok mu zor böyle adımlar atmak?

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı teşvik de teşvik deyip duruyor, her gün sosyal medya hesabından özendiren paylaşımlar yapıyor.

Yapıyor da…

Gelin görün ki,

AK Partili belediye başkanı Harmancık’a patinaj yaptırırken, muhalefet ne iş yapıyor derseniz, muhalefetçilik, yani üç maymunu oynamaya devam ediyorlar.

Örneğin tarlalarda fotoğraf vermekte pek hünerli olan, Köy Enstitüleri’nin her gittiği yerde anlatan CHP’li Orhan Sarıbal, partisinin Bursa’daki zenginlerini tarım ve hayvancılıkta üretimi teşvik etmek için Keles’e, Orhaneli’ye, Büyükorhan’a, Harmancık’a yatırım yapmayı akıl edemedi, örgütleyemedi? 

Sanırım tribünlere oynamak, icraattan daha önemli.

Merak ediyorum, Konya büyüklüğündeki arazilerinin tamamını değerlendiren Hollanda mı bizi kıskanıyor, yoksa biz mi Hollanda’yı Kamil?

Ovacık’ın pirinci meşhur edilirken, topraklarından bereket fışkıran Harmancık’ın meyve ve sebzelerini pazarlayacak, tanıtacak, tersine göçü teşvik edecek irade aranıyor.