Törenle temeli atılmıştı.
Sonunda 600 senelik geçmişe sahip Çelebi Sultan Mehmed'in sütannesi Daye Hatun tarafından yaptırılan, Tayakadın Camii önünü kapatan Bursa Ticaret Borsa İdari binasının kurdelesini dualar eşliğinde kestiler.
Şaka gibi,
Hanlar Bölgesi’nin etrafını açmak, tarihin ortaya çıkması için yapılan çalışmalar kendisine nasip olan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, hiçbir şey olmamış gibi programa katıldı.
İdari binanın kaba inşaatını üstlenen, yapımı devam eden Osmangazi Meydanı’nın gerçek meydan olmadığını, asıl meydanın Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de olduğunu kibarca köşesinde ifade eden Olay Gazetesi Köşe yazarı Mustafa Özdal’ın yazısını kaldırtan… Hızını alamayıp belediyenin internet sitesinden yazdığı makaleyle Özdal’ı haşlayıp, “Hisar’ı turizme kazandırıyoruz” diyerek tellallar tutan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar da Tayakadın’ın gözyaşı döktürme törenindeydi.
Kafasını uzatsa, 10 adım atsa felakete şahitlik edecek Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da açılıştaydı. Ninniler söyledi ve gitti.
Sosyal medya hesabından ecdadı, Osmanlı’yı anmayı ihmal etmeyen Bursa Valisi Yakup Canbolat da, dedesinin eserinin boynunun bükülmesini görmezden geldi.
1,5 yıl önce caminin yanına gelip, “tarihin önünü kapatmayın” diyen, davetliler arasında olmanın şaşkınlığıyla, sosyal medya hesabından idari binayla ilgili “hayırlı uğurlu olsun” paylaşımı yapan, kendisini, “keşke eleştirini de not etseydin başkan” uyarısı yapınca paylaşımın düzelten Gelecek Partisi Bursa İl Başkanı Alpaslan Yıldız da ordaydı.
Yanı sıra, Ticaret Borsa idari binasına eleştiri getiren İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu da misafirler arasındaydı.
Sahi bir de, idari binanın temelini hemşerisi Dündar’la birlikte atan, törende konuşurken Bursa için “kuruluşun, dirilişin şehri” diyen, dirilen Tayakadın Cami’nin sırtından hançerlenmesine göz yuman, Hakan Çavuşoğlu da her zaman olduğu gibi ön saftaydı!
Daha birçok isim vardı, saymakla bitiremeyeceğim...
***
Şimdi gelelim diğer mevzuya.
2 sene önceydi, “Hanlar Bölgesi, Daya Hatun'a hançer, Aktaş ve Dündar” başlıklı yazımda,
Bursa Ticaret Borsa Başkanı Özer Matlı, 2 sene önce 600 yıllık tarihin önünün kapatılmasıyla ilgili yaptığım haberler ve yazdığım köşe yazılarından dolayı beni aramıştı. O tarihte yazdıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Hem Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, hem de Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’la görüşerek, ‘ben buraya bina istemiyorum, şehrin içinde böyle bir yere ihtiyacım yok. Aynı zamanda tarihin önünü kapıyor. İdari bina bittiğinde kabak benim başıma patlayacak, burada eleman istihdam etmek zorundayım. Şehrin dışına bir yer tahsis edilsin’ demesine rağmen, iki başkanı da ikna edemediğini söylemişti.
Ben de kendisine ‘Özer Bey, sizin bu işi Ankara’ya taşımanız, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a söylemeniz, adeta kıyameti koparmanız gerekiyor. Bu iş bu kadar basit değil, resmen aklımızla alay ediliyor. Hanlar Bölgesi ve Hisar’ı turizme kazandıracağız diyenler, Daya Hatun’a sessiz kalmaları kabul edilemez’ diyerek kendisini uyarmıştım.
Özer Matlı, ‘ortada protokol var, bakanlara söylediğimde cevap alamam’ demişti.
Unutmadan Matlı, idari bina temeli atılırken AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu’na yaşanan skandalı söylediğinde Çavuşoğlu, ‘benim dışımda bir olay’ cevabını verdiğini aktardı.
Şimdi merak ediyor ve buradan Çavuşoğlu’na soruyorum, “ne olması gerekiyor ki sizin içinizi sızlatarak oyuna dahil olasınız?”
Yapmayın Hakan Çavuşoğlu, etmeyin. Bu utançla ilgili size kimse alın elinize kazma- küreği, inşaatı yıkın demiyor.
Peki, ne diyor?
Bir taraftan Bursalılara tarihi mekanların önünü açıyoruz deyip, diğer tarafta tam tersini yapan Aktaş ve Dündar’a laf geçiremiyorsanız, Recep Tayyip Erdoğan’a yaşananları anlatmanız yeterli olmaz mıydı?
Siz ne yapıyorsunuz, susuyorsunuz!”
***
O gün “böyle bir binaya ihtiyacım yok” diyen Ticaret Borsa Başkanı Özer Matlı, dün şaşalı bir tören düzenleyerek binanın açılışını yaptı.
Hakikaten acayip bir süreçten geçiyoruz.
Akıl tutulması, vatandaşın tepkisizliği, ince hesaplar ne arasan var.
Mesela ne düşündüklerini hala kavrayamadığımız, isminin başına TR getirilen Bursa Düşünce Kulübü’nün Başkanı Ercan Yakut cesaret edip, Çavuşoğlu’na, Aktaş’a, Dündar’a buradaki acayiplikle ilgili demokratik tepki gösterebilir mi? Böyle bir cesarete sahip mi? Veya böyle bir dertleri var mı? Yoksa açık kahverengi koltuk sahibi, inleyen ve sızlananların duasını duyamayan duayen, kendisinden başka kimseyi aydınlatamayan çiçek- böcek yazanı “kutup yıldızıyla” idare etmeye devam mı edecek?
Ah Somuncu Baba ah,
Hele Ulu Cami imamı Tahsin Karanfil’in sorgulamaz, sorgulayamaz ruh haliyle, Tayakadın Cami’ne sırtını dönerek binanın açılışı sırasında yaptırdığı dua, ne hale geldiğimizi tarif ediyordu.
Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Bursa’nın kadim bir şehir olduğunu ballandıra ballandıra anlatırken, tarihin boynunun bükülmesinden, önüne yapılan sevimsizlikten haberi bile yoktu.
Belki de bir ilk yaşandı Bursa’da, ecdadın eserinin önünü kapatan binanın açılışı törenle yapıldı.
Bitirirken,
Necip Fazıl Kısakürek’in Muhasebe şiirindeki şu dizelerle sizleri baş başa bırakıyorum:
“Dışımda bir dünya var zıpzıp gibi küçülen
İçimde homurtular inanma diye gülen
İnanmıyorum bana öğretilen tarihe
Sebep ne mezardansa bu hayatı tercihe
Üç katlı ahşap evin her katı ayrı alem
Üst kat elinde tesbih ağlıyor babaannem
Orta kat mavs oynuyor annem ve aşıkları
Alt kat kız kardeşimin tamdam da çığlıkları…”