Kiminle konuşsak ortak dert belli; Bursa sahip olduğu turizm potansiyelini yeteri kadar değerlendiremiyor.
Arap turist sayısı her geçen gün artarken, yaşanan bazı olumsuzluklar can sıkıyor.
Özellikle AVM önleri, Ulu Cami etrafı, Hanlar bölgesi, çarşılar dilencilerin mekanı olmuş.
Bu duygu sömürücüleri, kafileler halinde gezen turistleri canından bezdiriyor.
Alışveriş merkezlerinin etrafında adeta avcı gibi yerleşip, Körfez ülkelerinden gelen misafirleri taciz ederek para istiyorlar.
Başka bir skandal ise,
Çöp konteynerlerinin etrafına çoluk çocuk oturan dilenciler, farklı bir yöntemle vatandaşı sömürüp, trafiği aksatıyorlar.
Bu yetmezmiş gibi, her sabah Mustafakemalpaşa’dan minibüs dolusu duygu sömürücüsü şehrin farklı bölgelerine dağıtılarak turizm tanıtıma acayip katkı koyuyor!
Maalesef böyle nahoş hadiseler yaşanırken, zabıtaları ara ki bulasın!
Bursa’ya daha çok turist gelsin diye Valilik, Bursa Büyükşehir, BEBKA tanıtımlara dünya kadar para harcarken, birçoğu sabıkalı olduğu söylenen dilenciler, tarih ve turizm kentinin karizmasını yerle bir ediyor.
Turizm sezonunda dilencilerin en merkezi yerlerde denetim olmadığından dolayı cirit atması, polisin ve zabıtanın gerekli önlemleri almaması hakikaten çok üzücü.
Turizm temsilcileri, kötü algının ivedilikle ortadan kaldırılması için şehri yönetenleri göreve çağırıyor.
Kısacası dilenmek suçtur, hele ki çocukları bu işe alet etmek, gelecek için çok büyük potansiyel tehlike arz ediyor.
Bursa’ya yakışmayan bu dilenci terörüne bir an önce son verilmeli.
Bunun için de protokol konuşmaları yerine pratik adımlar atılarak, denetimler sıklaştırılmalı. Aynı zamanda vatandaşlar da bilinçlendirilerek dilencilerin önü kesilmeli.