Hiç, makama sevdalı olanla, insana sevdalı olan bir olabilir mi?
İnsandan kastımız, tabi ki hizmet.
Mazeret üretmeyenler, az konuşup çok iş yapanlar, kapısının önünde inleyeni, sızlayanı duyanların kazançlı olduklarını söylemeliyiz.
Örneğin, bu ülkede tek başına ben ne yapabilirim diyenleri silkeleyen, sarsanlar var. Kars’taki Selim tren istasyonu amirinin kendi çabalarıyla diktiği ağaçların ormana dönüşmesi gibi.
Şimdi sizlere iki güzel faniden bahsetmek istiyorum, umarım sıkılmazsınız.
Önce, Osmangazi İlçemizdeki Namık Kemal Mahalle Muhtarı Necmettin Geniş’i sizlere tanıştırayım.
Mütevazı bir fani, devletin kendisine verdiği muhtarlık maaşını sonuna kadar hak eden birisi.
Mahallesinde, insani diyalog kurmadığı tek bir kişi bile yok. Garibanların sayısının fazla olduğu bir semttir Namık Kemal Mahallesi, Suriyelilerin nüfusu da bir hayli fazla.
Necmettin ağabeyin derdi, kapısına gelenler muhtaç aileleri fakirlikten kurtarmak. El avuç açmamaları için çözüm üretmek.
Geniş, nerede bir feryat varsa, kulaklarını tıkamadan, 'mesaim bitti yarın gelin' demeden hareket ediyor.
Muhtarlık ofisinin karşısındaki trafonun arasına büzüşen yoksula sahip çıkıp, insan gibi yaşaması için devletin kurumlarını ayağa kaldıracak kadar şuurlu.
Mahallesindeki Aliya İzzetbegoviç İmam Hatip Ortokulu ile Şehit Üsteğmen Mesut Beyazıtlı İlkokulunun özel eğitim yuvasına dönüşmesi için saçını süpürge eden, öğrencileri sponsorlar vasıtasıyla çeşitli hediyelerle ödüllendirip, okulun ne kadar kutsal bir mekan olduğunu icraatlarıyla anlatmayı başarmış Necmettin Geniş.
***
Durun bitmedi, Şehit Üsteğmen Mesut Beyazıtlı ilkokuluna geçtiğimiz yıl müdür olarak atanan Esra Genç, 1 yıl içinde sorumlusu olduğu okulu baştan aşağı yenilemiş.
Peki, kimlerle yapmış bu işi.
Namık Kemal’de 4 dönemdir muhtar olan Necmettin Geniş’le.
Müdüre Hanım, gelir gelmez Geniş’in kapısını çalmış, hoş buldum demiş.
Allah denk getiriyor işte, tabiri caiz ise ‘at sahibine göre kişner’ atasözü bir kez daha gerçek olmuş.
Necmettin ağabey gibi cevheri bulunan Esra müdür, okulun tuvaletlerinden, koridorlarına, dış cephe boyasından, sınıfların tefrişatına kadar, aklınıza bir eğitim yuvasında olması gereken ne varsa, gönüllüler vasıtasıyla yenilenmesini sağlamış.
Okulun badana boyası yapılırken hem öğretmenler, hem de eşleri seferber olmuş.
Okul aile birliği de elini taşın altına koymuş.
Duvarlara figürler çizilmiş, çizgi filim kahramanları ile süslenmiş.
Okula girdiğinizde kendinizi müzede sanıyorsunuz. Atatürk köşesi, eğitim yuvasına ismi verilen üsteğmenin geçmişi sizleri karşılıyor.
Her sınıfta fotokopi makinası.
Bilgisayarlar, lüks sinemalarda bile olmayan öğrenci koltukları.
Merdiven korkulukları, zemin fayans ve mermerle ışıldamış.
Unutmadan dikkat çekeyim, mahallede ikamet eden Suriyeli ailelerden okul için yardım istediklerinde, asla burun kıvırmadan, ellerinde, avuçlarında ne varsa vermişler.
Say say bitmiyor işte.
Özveri, aidiyet duygusu ve sonuç…
Bu iki insan, muhtar Necmettin Geniş ve okulun müdiresi Esra Genç, takdiri, alkışı, duayı, aklınıza gelebilecek bütün iltifatları hak ediyorlar.
Allah böyle fedakar ve münevver insanların sayısını arttırsın.
Ölülerden çok dirilerle ilgilenmek, kapılar açmak bizim üzerimize düşen en kutsal görev olduğunu düşünüyorum.
Dolayısıyla.
Ortaya çıkan eserleri, şaheserleri görmek, muhtar Geniş’in hizmetlerine şahit olmak, Esra Genç müdürle tanışmak gerektiği düşüncesiyle, Vali Yakup Canbolat’ın çat kapı ziyaret etmesini açıkçası arzu ediyorum.
Hani yılın anneleri, babaları sıralaması yapılıyor ya, tek kürsü kurulsun, Bursa’dan iki kişi layık görülsün.
Bu yazının dip notu: Mahallesinde düzenleme adı altında ağaçlar kesilirken gıkını çıkarmayan, ‘Doğanbey Toki Millet Bahçesi’ni söyledik yapıyorlar’ diyecek kadar küçülen, çok konuştuğu için insanları canından bezdiren, cami kapısının önünde evinin kirasını ödeyebilmek için çay satan Berrin Çardak’a selam vermekten aciz Kiremitçi Muhtarı Kenan Solak, yukarıda yazdıklarımdan keşke örnek alabilse.