Geçinemiyorum derken de, kapına gelip oy isteyenlere de tepki göstermiyordun.

Bir algıyla, korkutulmuş, ürkütülmüş, üşütülmüştün.

Seni cesaretlendirecek, “sen üşüme biz düşeriz” diyecek muhalefeti, elini taşın altına koyacak çokbilmişleri ve medyayı ara ki bulasın.

Herkesin derdi başka!

Açık alanda kızıp, gaz alıp, kapalı alanda aynı kişilerle fingirdeşenler, demokrasi naraları atanlar işte! Sen nasıl uyanacaksın ki, seni uyandırmaya geliyoruz diyenler, uyutuyor uzun zamandır.

Bak,

Artık bin 500 TL yerine, iki bin 500’le müjdelendin, daha ne istiyorsun?

Merak etmiyor musun, 2022 kime geldi, kimin kapısını kırarak içeri “girdi”, hala anlamıyor musun?

Nereden nereye, verdik ya, yaptık ya. Sonra, sus ve konuşma!

En düşük 2 bin 500 işte. Sonrası yok!

Var’ın görmediği ise elektrik ve doğal gaz öpücüğü!

Et yeme, önceden yoğurt mayalamak için açık süt alıyordun, litresi 8 TL, al da göreyim. Ev kirası bin, geriye kaldı bin 500, al sana yeni Türkiye, bozdur, bozdur harca!

Yurtta sus, caddede sus, sokakta sus, işçine sus, ziyaretine gelen iktidarın yetkililerine gül, arkalarından söv, eleştir. Utanmazlık, gevşeklik ve münafıklık bünyeyi ele geçirmiş, bu hastalığın henüz teşhisi yok!

Yaşayan ölülere dönmüşüz, ağlayanımız yok!

Nasıl olsa belediyeler anneni, babanı mezara koyunca, okumasını bilmediğin için “yasin” okunduktan sonra cantık verip, mezarlıkta eline tutuşturdukları ayranla hizmet ruhsuzluğuna imza atıyorlar. Yıkıyorlar, tabuta koyup mezara da sokuyorlar, sus işte, konuşma!

Ha bu arada,

“Orta çağ zihniyeti” diyene ateş püskürüp, “bize yaptıran Allah’tır” diyen “her devrin kişisine” gıkını çıkarmayan Diyanet’in maaşlılarına, camilerde tek cümle edemeyen hale gelmişsek…

Yaşarken helak oluşumuzu seyrediyoruz işte!

Hiç tahmin etmiyordun ama oldu, iki bin 500’ü gördün ya, ister amuda kalk, istersen bizi kıskanan Almanya’ya tatile git, gidebilirsen…

Elini çabuk tut, uçak biletine 3, trenle gidersen 5 taksit yapıyorlar!