Bursa’nın turizmden daha çok pay alması için milyonlar harcanıyor, tanıtımlar yapılıyor.

Özellikle yöresel yemekler, tatlar bu tanıtımlarda ön plana çıkmaya başladı.

Çünkü gelen misafiri hilesiz lezzetlerle büyülemek en önemli adım olmakla birlikte, turistler şehrimizden ayrıldığında maaşsız reklamcımız olduğunun farkına varmamız gerekiyor.

Peki, tanıtımlarla ilgili olarak işin başını ve sonunu kaç kişi düşünüyor, bunu dert ediniyor?

Örneğin, Bursa Kültür ve Turizm Müdürü’nün tek derdi “Bursa mı”, yoksa “yarın benim tayinim çıkarsa, ben basar giderim” kafasında mı yapıyor çalışmalarını?

Aynı soruya eklenti yaparak, kısaltarak, uzatarak vali beye, bürokratlara, belediye başkanlarına da yöneltilebiliriz. Aklını şakşakçılıkla bozmuş, falanca hemşeri derneklerine söz söylemeye gerek yok!

Bildiğiniz gibi Bursa’nın döner kebap, tahinli pide, pideli köfte, cantık, süt helvası, kestane şekeri, cevizli lokum ve daha birçok lezzetleri var.

Daha geçen gün Bursa döneri coğrafi işaret tescili aldı. Böylelikle 7 farklı marka tescillenmiş oldu.

BTSO’yu bu çırpınışından dolayı kutlamak lazım.

Bu adım yeterli mi, tabi ki hayır.

Bursa’nın markalarının ayakta kalması için gençlerin bu sektörlere özendirilmesi gerekiyor.

Herkesin ortak şikayeti, yetişme çağında olanların belli alanlarda çalışmaya yanaşmaması. Bunun en büyük sebebi ise, eğitim politikalarındaki zafiyet, çıraklık ve kalfalığın tarihe karışmasına göz yumulması. Her ile birden fazla üniversite açılması.

Biliyor musunuz, Bursa’da bir otel, çalıştıracak garson bulamadığı için geçen yıl dünyanın bir ucundaki Nepal’den ithal, anlaşmalı garsonlar getirdi. Aynı kişiler bu sene de anlaştıkları işletmede çalışacaklarmış.

Çok fazla uzatmaya gerek yok.

Esnafın belini büken girdi maliyetleri de dikkate alınarak çözüm için yola çıkılmalı.

Bursa’yı yönetenler, bu işe kafa yorarak,

Mesela, Abdal simit fırınında Suriyelilerin  yerine, sponsorlar vasıtasıyla,  gençlerimizin staj yapmalarının yolunu açmalılar. 

Bu alanın, Abdal’ın değerlenmesinde azımsanmayacak katkısı olan Çaycı İsmail, yanında çalıştıracak istikrarlı eleman sayısının azlığından yakınması hep aynı sıkıntının kapısı.

Yanı sıra, pideli köfte, cantık ve diğer kıymetlilerimizin tadı kaçmadan gençlere yeni kapılar açılarak

Bursa’nın lezzetlerini, markalarımızı dünyanın tanıması için liyakat köprüsünden geçirilen gençlerle büyütülmeli.

Eğer bu didiniş içinde olunmazsa, istediğiniz kadar tescil alın, istediğiniz tanıtımı yapın…

İlk önce reklam için harcanan milyonları sizden kapabilmenin derdinde olanlar zengin olur, sonrasında ise kocaman bir hiç ile karşılaşmak kaçınılmaz olacaktır.

Unutmayalım tek derdimiz, gençlerin sanatkarlığa özendirilmesi olmalı.

Yoksa durum vahim, bilginiz olsun.

***

MUSTAFA DÜNDAR ABDAL’A NEDEN GELMİYOR?

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın ve diğer AK Partili siyasetçilerin sık sık uğradığı mekan olan Abdal’a, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Panorama 1326 müzesinden vakit ayırıp, 2 senedir ziyaret etmiyormuş.

Yalnız kendisine buradan kısa bir hatırlatma yapmak isterim…

2023 seçimleri için geri sayım başlamışken, seçmenle buluşmanın, çay, simit ve tahinli eşliğinde iletişim kurmanın adresi Abdal platosu olsa gerek.