Dün tarihi bir gün yaşandı.
İlki, dolar müdahalelere rağmen 15 lirayı aştı. Bugün ise 16 oldu.
İkincisi ise,
Asgari ücrette emekçilerin beklentisi 4 bin TL’nin üstündeydi.
İktidar, zam sağanağı karşısında ne yapacağını şaşıran işçilerin tepkisini, muhalefetin uyarılarını da dikkate alarak, asgari ücretin 4 bin 250 lira olduğunu ilan etti.
Evet, asgari ücrette yüzde 50,1 artış yaşandı. Öncelikle artışın asgari ücretliler için son derece önemli, değerli olduğunu belirtelim.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, işverenlerin üzerinden gelir ve damga vergisini kaldırdıklarını ilan etti.
Kaldırılan ilave yük 450 lira. İşverenlere 2022 yılı itibariyle bir işçinin maliyeti 5 bin 879 lira olacak.
Yalnız…
Bu artış küçük ölçekli işletmeleri derinden etkileyecek. Girdi maliyetlerindeki “elektrik, doğal gaz” vs. artışlardan dolayı, 2 bin 840 lira asgari ücreti ödemekte zorlanıyorlardı. Şimdi 4 bin 250’yi nasıl verecekler, açıkçası merak ediyorum?
Bu rakamın artıları, eksileri ancak yeni yılın Şubat ayında ortaya çıkar.
Çünkü yeni rakamla birlikte işverenlerin maliyeti, vergi istisnaları nedeniyle yüzde 39,87 seviyesinde olacak. Dolayısıyla yüksek ücretlerin asgari ücrete yansıyan kısımları için de vergi istisnası getirilmezse, ücret artışlarının tüm yükü işverenlerin sırtına binecek.
Yapılması gereken,
İş insanlarının üzerindeki yükü olabildiğince kaldırmak, yoksa küçüğünü ödemekte zorlananlar, büyük yükte ezilirler.
Mesela, işverenler için ateşten gömlek olan SGK primleri de gözden geçirilmeli.
Yanı sıra zam sağanağı da durdurulmalı. Yoksa yapılan artışın hiçbir önemi, kıymeti kalmayacak.
Son olarak,
Asgari ücretteki artış işçiyi sevindirdi ama ayın başı geldiğinde emekçiye hakkını ödeyecek olanlar, nasıl bir tabloyla karşılaşacaklar hep birlikte göreceğiz.
Bu arada, işverenin üzerindeki vergi yükünü kaldırdığı, asgari ücrete tarihi zam yaptığı için övünen iktidar, ezilen, sürünen emeklilerin en düşük maaşını 4 bin lira yapacak mı doğrusu merak ediyoruz?