Müşteriye güler yüzlü, samimi ve dürüst davranmak ne kadar önemliyse; kazıklamak yani satışa çıkarılan ürünü çok yüksek fiyata satmak da, esnafı, ticarethane sahibini kısa süreli zengin etse de, zaman içinde bu davranışı iflas etmesine sebep olur.
Yerli ve yabancı turist de, ziyarete geldikleri şehirlerde kazıklanmak istemezler.
Hem ceplerinin, hem de vicdanlarının rahat olmasını arzu ederler.
Sizlere küçük ama can sıkıcı iki örnek vereyim.
Ulu Cami’nin batı kapısından çıkıp tarihi çeşmeye doğru yürürken hemen sağda, gelen turistlere işyeri önünde dondurma tezgahı olan birisi, külahı 5 TL’den dondurma satıyor. Aynı şekilde, AK Parti Bursa il başkanlığını binasının yanı başında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın posterinin altındaki büfede de vicdan hak getire.
Böyle yaramazlıkları sadece bizim değil, şehri yönetenlerin de görmesi, şahit olması için tebdili kıyafetle kentimizi arşınlamaları gerekiyor.
***
Buradan yola çıkarak, turist demek müşteri demek, döviz, ekonomi demektir.
Ne kadar çok turist o kadar çok istihdam, üretim anlamına geliyor.
Ama Uludağ’a teleferikle çıkmak isteyen yabancı turistlere farklı, yerliye farklı fiyat uygulaması, kocaman bir ayıp olarak hala karşımızda duruyor.
Bir türlü ‘dört mevsim’ turistin gelemediği, getirilemediği Uludağ’da kafasına göre sattığı mala etiket koyanlara da şahit olduk.
Tüm bu olumsuzluklara karşı Çobankaya’nın Bakacak mevkiinde 1,5 TL’ye çay satan Fikret Güven, yabancı turistlerin sevgisini, muhabbetini kazanmış.
Ben çayımı satar paramı alırım şeklinde düşünmeden, çevre temizliği yaparak, herkese örnek olmayı da akıl eden Fikret Bey’e Bakacak’ta çay satmasına olanak sağlayan kişi ise geçmiş dönem Bursa Valisi İzzetin Küçük olmuş.
Fikret Güven’in ailesiyle canhıraş didinişini gören Vali Küçük, etrafta işletme olmamasından dolayı kendisine sahip çıkmış.
Ancak, buranın kimliğini değiştiren, çöpçülüğünü Allah rızası için yapan Fikret Güven’e şimdi, işini gücünü bırakan orman müdürleri, amirleri “burada satış yapamazsın” diyorlarmış.
Tüm bu olumsuzluklara karşın Fikret Bey, “ben turizme hizmet ediyor, turistleri kazıklamıyorum” diyerek, helal kazancının peşinde koşmaya devam edeceğini söylüyor.
Yani turisti kazılamamak için vicdanı ön plana çıkarmak, aidiyet duygusuyla hareket etmek lazım.