Bu ülkede siyaset insanı büyülüyor, değerler bazen arka plana itiliyor.
Yurtta, sus, cihanda sus, kötüye sus, betonlaştırmaya sus, insanın üzerine beton dökenlere sus!
Sinan Ateş, katledileli 34 gün oldu.
Ortada gözü yaşlı bir baba, eş ve yetimler var.
Acıyı azaltması gereken Devlet Bahçeli, hala susuyor.
İsmet Büyükataman da aynı şekilde.
Bu süre içinde tutuklananlar oldu.
Bugüne kadar susan Ateş’in dayısı Mustafa Bozkurt, Sözcü’ye konuşmuş.
Yıldırım Belediyesi’nde meclis üyesi olan dayı, MHP’den istifa ettiğini de belirtmiş.
Bir ayın ardından partisine eleştiriler getirmiş.
Bozkurt, açıklamasında “sabırla bekleyeceğiz” diyor.
Ne zamana kadar; Sinan’ın 40’ı çıkasıya kadar.
Sonra ne yapacakmış, gelin beraber okuyalım:
“Biz Sinan evladımızın 40 mevlidini 11 Şubat Cumartesi akşam okutacağız. O güne kadar sabırla bekleyeceğiz. Ondan sonra bir şeyler açıklanmaz ise biz bildiklerimizi anlatacağız. Sokak süpürgecisinin bildiği konuyu devletin irade koyucuları, kanun gözeticileri bilmiyor ise biz onlara anlatırız. Aslında gizli bir şey yok. Açık açık biliniyor. Benim kardeşim Halil İbrahim Bozkurt, ‘Bizim katilimiz mecliste’ kelimesini belki zamansız söyledi ama aslında zamansız da değil, biz bunları biliyoruz yani. Bugün dokunulmazlıkları olanlar, yarın bizim gibi dokunur hale gelecektir. Kim bu ülkede bir suç işlemiş ise cezasını artık çekmeli. Eski Türkiye yok, eski Türkiye bitti. Sinan Ateş, bu ülkede artık faili meçhul cinayetlerin olmamasının mihenk taşıdır.”
Adama sorarlar,
Mustafa Bey bugüne kadar niye beklediniz?
Madem bildikleriniz, sırlarınız var, niye açıklamadınız?
Partinize daha ilk günlerde neden eleştiri getiremediniz?
Yoksa sizi birileri tehdit mi etti?
Eski Türkiye’nin sona erdiğini ifade ediyorsunuz ama eski Türkiye karanlığının koyulaşmasına farkında olmadan, bildiklerinizi paylaşmadığınız için omuz veriyorsunuz!
Ortada bir cinayet var.
Utanç var, rezillik var.
Katil belli, katile talimat verenleri de, başta ailesi, siz ve kamuoyu merak ediyor.
Siz kalkıyorsunuz, bir hafta içinde bir şey yapılmazsa, “biz bildiklerimizi açıklayacağız” diyorsunuz.
Suç işleyenler cezasını çekmeli diyorsunuz, katil ortalıkta yok, sizin ajandanızda yazılı olanlar var ama hala susuyorsunuz.
Lütfen, 40’ı - 50’yi beklemeyin, ne biliyorsanız, kimleri biliyorsanız açıklayın.
Kirliliği, pisliği, çakalların ipliğini pazara çıkarın.
Dokunulmazlığı olanları rezil edin, ezberi bozun.
Gizli olan bir şeyin olmadığını belirtiyorsanız, o zaman konuşun.
Vakit tayin etmeyin, tabiri caiz ise, eteğinizdeki taşları dökün, herkes görsün.
Sinan Ateş, bir kez daha ölmesin!