Kentler meydanlarıyla, tarihi eserleriyle zihinlere kazınır.

Şöyle,

Balkanlara, oradan Avrupa’ya yolunuz düştüyse yerel yöneticilerin yaşadıkları kentlere nasıl gözü gibi baktıklarını fark ediyorsunuz.  

Ülkelerine daha çok turist gelsin diye liyakatli çalışmalarına imreniyorsunuz.

Öneri getirenleri, eleştirenleri, proje üretenleri önemsediklerine şahit oluyorsunuz.

Bizim ülkemizde böyle hayret verici icraatlara rastlamak biraz zor.

Hatta belediye başkanının attığı yanlış adımı gördükleri halde susanların, kapalı kapılar ardında şakıdıklarına şaşırıyorsunuz.

Mesela, turizm kenti Bursa’daki turizmcilerin, bu şehirde yapılan yanlışlara yüksek sesle karşı çıktıklarını duyan, bilen, gören var mı?

Tek yaptıkları, 300 kişinin izlemediği yerel TV’lere para vererek çıkmak!

Allah kendisine uzun ömür versin, 100 yaşına girdiğinde pasta mumlarına üflesin. 

3 dönemdir Osmangazi Belediye Başkanlığı görevinde bulunan, öncesinde de vekillik yapmış olan Mustafa Dündar’ın,  büyükşehir için acayip bir çalışma içinde olduğunu görüyoruz.

Bursa’ya kazandırdığı macera park, Panorama Müzesi için şükranlarımızı sunuyoruz. Hindistan’daki pazar yerlerini andıran, belediyenin karşısında yapımı devam eden meydan için aynı güzellemeleri yapamıyoruz.

Bitmedi,  Şehreküstü Meydanı’ndaki Bosna çeşmesinin yanına,

Bir gece yarısı kesilen ağacın yerine apar topar dikilen, “cami ve çeşme” bütünlüğünü bozan reklam tabelası, bu şehrin sahipsizliğini bir kez daha gözler önüne serdiğini görüyoruz.

Allah aşkına Mustafa Başkan, yaptığınız işleri, icraatları, aşure ikramlarını, açılışları, kültürel programları gösteren reklam tabelasını koyacak başka yer bulamadınız mı?

Vakit buldukça ülkeleri geziyorsun; gittiğin, gördüğün şehirlerde, meydanlarda fotoğraf bütünlüğünü bozan bir tane örnek gösterebilir misin?

Bir de bu  tabelayı,

Gece yarısı ağaç keserek yer açıyor, nal gibi dikiveriyorsunuz.

Nasıl olsa kimse itiraz etmiyor, Tıpkı Diyanet'in binasına olduğu gibi.

Nasıl olsa sağında, solunda dalkavuklar var, “biz yaparız; siz de eksiği, yanlışı kabul edeceksiniz” diyorsun.

Gel bu ucubeyi kaldır şuradan.

“Yanlış yaptık, hata ettik, ağacı da kesmekle çok büyük ayıp ettik” de.

Biliyorsun dimi,

Mezarlıklar vazgeçilmez başkanlar, yanından ayrılmayan dalkavuklarla dolu.

Hakikaten merak ediyoruz, Mustafa Dündar'a bu ucube ve büyülü fikirleri kim veriyor?