Kasım ayının ikinci yarısında Bursa’ya gelmişti Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu.
Aynı günün akşamı il başkanını kamuoyuna duyurdular; Fikret Aslan’ı.
Dün Çekirge’ deki otelde yapılan toplantıya giderken otobüs durağındaki iki kişiye “Anahtar Parti’den haberiniz var mı?” sorusunu yönelttim, aldığım cevap “hayır” oldu.
Fikret Aslan’ı dinledikten sonra, sokakta gördüğüm, bazı işyerlerine özellikle girerek esnafa da aynı soruyu yönelttim, yine olumsuz yanıt aldım.
Böyle bir girişi yapmaktaki muradım, hayatın gerçeklerinin acı parıltısıdır.
Zaten konuşması sırasında Aslan, vatandaşın siyasete sıcak bakmadığını ifade etmişti.
Gelelim toplantıda konuşulanlara…
Fikret Aslan, Anahtar Parti’nin Bursa İl Başkanı olmasının üzerinden 56 gün geçtikten sonra, şehrimizde yaşanan sorunlarla ilgili ilk itirazını duyduk.
Uzun yıllar hemşeri derneklerinde görev yapmasına rağmen, Aslan’ın kentimizin talan edilmesiyle, betonlaştırılması, dikey mimari ablukasına alınmasıyla ilgili dertlenişinin farkına varamadığımı da ifade edeyim.
Fikret Bey, mumla arasak da bulamadığımız, kahrolduğumuz bir iddiada bulunarak; ortak aklı ve liyakati önceleyeceklerini, şöhret peşinde koşmayan, bilgiyle, tecrübeyle hareket edeceklerini söyledi.
Bursa’da ulaşım ve kentsel sorunun olduğunu herkes gibi dile getirdi.
Bu arada kendisine ve yönetici arkadaşlarına, sabah 7 ile 10 arası metro kullanmalarını özellikle tavsiye ediyor, maskesiz vagonlara binmemelerini öneriyorum.
Halkın gönlünü kazanma derdinde olduklarını hatırlatan Fikret Aslan, koltuk meraklısı olmadıklarını söyledi. Millete hizmet için gelen mevcut iktidarın, hükmeder hale geldiğini söyledi.
AK Parti’nin milleti hayal kırıklığına uğrattığını da belirtti.
Mesela Aslan’ın şu sözlerini not edin:
"Biz, verdiği sözün esiri olan insanlar olarak, başladığımız gibi bitireceğiz! Partimizin ismi, ümmet ve millet sevdamızdan doğdu. Bu Anahtar sayesinde fakirlik yok olacak, mutfaklar şenlenecek. Bu Anahtar sayesinde krediye ulaşmak kolaylaşacak. Bu Anahtar sayesinde pasaportumuzun değeri yükselecek, hukukun üstünlüğü esas alınacak, eğitim sisteminde planlama yapılacak. Bu Anahtar sayesinde beyin göçü engellenecek, geri dönüş sağlanacak. Bu anahtar sayesinde tarımda ve üretimde planlama esas alınacak."
Aslan, yatay mimariyi anımsatırken, ne hikmetse aşırı göç alan, sanayi ablukasıyla boğulan Bursa’nın, tersine göçe ihtiyacı olduğunu dile getirmedi.
Bu şekilde büyüme, çarpıklık devam ederse, Barakfakih’den - Görükle’ye iş çıkışında 2 saatte bile gidilemeyeceğini bilmesi gerekir.
Kısacası, Marmara havzasının, beklenen bir depremde insan mezarlığına dönüşeceğini, Bursa’daki sanayi atıklarının derelerimizi mahvederken, Gemlik Körfezi’nin de nefes alamaz hale getirildiğini liyakatli ifadelerle haykırmalılar.
Bursa, İstanbul, Kocaeli, Yalova, Tekirdağ, Sakarya, İzmir gibi şehirlerde nüfusun yüzde 80’nin yaşamasının anormal olduğunu, bu hususta yumrukları sıkarak siyaset yapmak gerekiyor.
Yani, Gümüşhane’de, Mardin’de, Erzurum’da, Rize’de, Muş'ta, Trabzon’da doğanlar, doğduğu şehirde, köyde doyamaması kocaman bir ayıp değildir de nedir?
Fikret Aslan ve yönetimi, siyaseti Yalova Yolu üzerindeki bin metre kare kapalı alanda tefrişatını yapmaya devam ettikleri il teşkilat binasına sıkıştırmayı bir kenara itip,
Yaşadıkları Bursa’nın sokaklarında, caddelerinde gezerek, toplu taşımalara binerek, hastanelerden randevu alamayan veya aldığı halde hastanelerde çeşitli sıkıntılar yaşayan, bir köşebaşında gülmeyi unutmuş emekliyle sohbet ederek, pazar tezgahlarının arkasına atılan çürük meyve ve sebzeleri toplayanlara, uyuşturucu kıskacında boğulan gençlere, Osmangazi Metro istasyonun civarında bedenlerini satan kadınlara ulaşarak sorunlar gündeme taşınmalı.
Anahtar Parti, 31 Mart seçiminde 20 yıllık belediye iktidarını kaybeden ama yine AK Parti Bursa İl Başkanı seçilen Davut Gürkan’ın da ezberini bozacak adımları atmayı düşünmek zorunda.
Bu şekilde adım atıldığı takdirde, Yavuz Ağıralioğlu’nun Ankara’da elini güçlendireceklerini her fani gibi kendileri de çok iyi biliyorlar.
Yoksa…
Aylık divan toplantılarında kağıda yazılan raporlarla, genel merkezdeki il başkanları buluşmalarında yapılan konuşmalarla sadece kendinizi kandırır, hemşeri derneği kafasıyla hareket eder, 300 liraya çadırda sucuk satanları alkışlarsanız, liyakat ve dürüstlük sözleriyle ömür tüketirsiniz!
Başınızı ağrıtmış olabilirim ama aktarmaya çalıştıklarım Bursa’nın ve ülkenin gerçekleri, bilesiniz.
Bitirirken,
3 bin araçla Ağıralioğlu’nun karşılanması sizi aldatmasın, ayaklarınız yere sağlam bassın. Sofrasına kırmızı et girmeyen, çocuklarına marketten çikolata alamadığı için kahrolan babalar ağıtlarını duyarak hareket etmek gerekiyor.