Osman Gazi’nin, ölüm döşeğinde yatarken, oğlu Orhan Gazi’ye verdiği öğütler günümüzde de her devlet adamına yol gösterebilecek seviyededir.

Osman Gazi diyor ki:

* "Bak oğul, Allah'ın emirlerine aykırı işler işlemeyesin."

(Yani, yönetici ne kadar güçlü olursa olsun, devleti canının istediği gibi yönetmeye kalkışmayacak, kurallara uyacak.)

* "Bilmediklerini ulemâdan sorup öğrenesin."

(Yönetici ne kadar akıllı olursa olsun, bir işi yapmadan önce mümkün olduğu kadar bilgili çok insanla istişare etmeli, işin ehline danışmalıdır ki, sık sık geri adım atmak zorunda kalmasın.)

* "Farklı inançlara mensup olanları hoş tutasın."

(Yönetici farklı dinden, farklı inançtan, farklı fikirden bile olsa, herkesin inanç, ibadet, kıyafet, siyaset ve fikir özgürlüğünü, yani başkalarının da "farklı" olma hakkını saygıyla karşılamalı, kimseyi kendisi gibi olmaya zorlamamalıdır.)

* "Askerlerine in'amı, ihsanı eksik etmeyesin ki, insan ihsanın (iyiliğin) kulcağızıdır."

(Yönetici, çalışanların hakkını, hukukunu gözetmeli, rahat geçinmelerini sağlamaya çalışmalıdır.)

* "Zalim olmayasın."

(Zulüm ile âbâd olunmaz. Zulüm ile âbâd olanın, âkıbeti berbâd olur.)

* "Âlemi adaletle şenlendiresin. Allah için cihadı terk etmeyesin."

(Adaletle zulüm yapmamanın birlikte vurgulanması, "hukuk devleti" kavramını çağrıştırıyor. Ayrıca bunların hemen ardından cihadın hatırlatılması da çok ilginç! İlginç, çünkü bu anlamda bir cihadın şiddet içermemesi gerekiyor. Anlaşılan Osman Gazi, sevgi ve şefkatle yüreklerin fethini öngörmüş. Yani yönetici mutlak mânâda âdil olmalı, toplum içinde ayırıma gitmemeli, sevgi için "cihad" etmelidir.)

* "Ulemâya riâyet eyle ki, din işleri nizam bulsun. İlim ehlini el üstünde tut."

(Yönetici bilgi ve bilgenin değerini bilmeli, başta din olmak üzere, tüm işlerin bilimsel metotlarla yürütülmesine dikkat etmelidir.)

* "Askerlerine ve dünya malına gurur getirip doğru (Hakk) yoldan uzaklaşmayasın."

(Yönetici gücünü hukuktan almalı, ne kendi milletine, ne de başka milletlere haksızlık etmemeli, merhamet ve adalet yolundan ayrılmamalıdır.)

* "Bizim mesleğimiz Allah yoludur, maksadımız İ'lâ-yı Kelimetullah'dır. Dâvâmız kuru kavga ve cihangirlik dâvâsı değildir."

(Yönetici, şan şöhret için değil, Allah rızası için çalışmalıdır- İşte bu anlayış Osmanlı padişahlarını bir Cengiz Han, bir Hülâgu Han, bir Timur Han olmaktan ve dünyayı yakıp yıkmaktan korumuş, inşâcı ve imârcı yapmıştır.)

* "Memleket işlerini noksansız gör, herkese ihsanda bulun."

(Tabii, "ihsan”da bulunma devri çoktan geçti. Artık iyi yönetici çalışanlara hakkını vererek görevini yapıyor. Bunun için de gelir artırıcı tedbirler alıyor.)

Allah Teâlâ rahmet eylesin, yattığı yer nurla dolsun, makamı cennet olsun