Büyük ecir ve sevaplarla dolu olan ramazan ayına girerken, bu ayı ihyâ etmek için mânen hazırlıklı olmak lâzımdır. Kendimizi bu ayın sevap ve mükâfatına hazırlıklı ve lâyık bir hâle getirmeye çalışmalıyız. Bunun için:

Ramazan ayına girerken maddî ve manevî kirlerden temizlenmeli, işlediğimiz günahları terk ederek Cenâb-ı Hakk’a tövbe ve istiğfâr etmeliyiz. Mesela; beş vakit namazı düzenli olarak kılmıyorsak, bir daha terk etmemek üzere devamlı kılmalıyız.

Başkalarına haksızlık etmişsek, onlardan helâllik dilemeliyiz. Kul hakkıyla Allah’ın huzuruna çıkmak büyük bir tehlikedir. Haksızlık ve kötülük yapanların mutlaka tevbe ederek, helâllik alması gerekir. Yoksa Allah’a yaklaşamaz ve O’nun rızasına eremezler.

Ramazan ayına girerken; yüce Dinimiz İslâm’ın haram kıldığı kin, hased, dedikodu, yalan, bühtan, iftira, gıybet, nefret gibi kötü huylardan vazgeçmeliyiz. Dünya ve âhiretimiz için faydası olmayan her türlü davranışlardan uzak olmalıyız.

Ramazan ayına girerken kalbimizi Allah’a tam teslim etmeliyiz. Niyetlerimizi düzeltmeliyiz. Kıyâmet Günü’nde, insanlar niyetleri üzerine haşrolunurlar, Allah'ın huzuruna niyetlerine göre çıkarılırlar. Çünkü ameller niyetlere göredir. (Bkz. Buhârî, Kitâbu'l-İman, No: 1.)

Ramazan ayı nasıl değerlendirilmelidir?

Ramazan ayının gündüzlerini oruçla, gecelerini de namaz, zikir, duâ, tevbe ve istiğfarla geçirmeliyiz. Gecenin bir kısmında uyumalı, bir kısmında da ibadet etmeliyiz. Ayrıca, Kur'an-ı Kerim'i çok okumalıyız. Okuduklarımızı anlamaya çalışmalıyız. Anladıklarımızı da hayatımızda yaşamaya gayret göstermeliyiz.

Allah Rasûlü (s.a.s.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Ey insanlar! Selâmlaşınız, yemek yediriniz. İnsanlar uykuda iken geceleyin namaz kılınız. Selâmetle cennete girersiniz." (Tirmizî, Riyazü's-Sâlihîn Terc., c. 2, s. 452, Hadis No: 1171.)

"Ramazan’dan sonra tutulan oruçların en faziletlisi, Allah’a izâfe edilen Muharrem Ayı’nda tutulan oruçtur. Farz namazlarından sonra en faziletli namaz da gece namazıdır." ( Müslim, A.g.e., c. 2, s. 452, No: 1172.)

Gecenin evvelinde uyuyup, âhirinde ise kalkıp namaz kılan (A.g.e. c. 2, s. 455, Hadis No: 1178.) sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır:

"Gece de duânın kabul olacağı bir saat vardır ki; herhangi bir Müslüman ona rastlar da dünya ve âhirete dair Allah'tan hayır dilerse, muhakkak Allah dileğini yerine getirir. Bu hâl, her gecede vardır." ( Müslim, A.g.e., c. 2, s. 458, No: 1183.)

Ramazan ayında, kimsesizlere, fakirlere, yoksullara, komşulara, hayır kurumlarına yardımda bulunmak; onlara şefkat ve merhamet göstermek, her zaman olduğu gibi imanımızın gereğidir. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.s.), her zaman muhtaçları gözetir, kimseyi eli boş çevirmezdi. Hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:

"Fukarayı arayınız, görüp gözetiniz. Siz, ancak fakirleriniz sayesinde yardım görür ve rızıklanırsınız." (Ebû Davud. A.g.e., c. 1, s. 314, No: 270.)

"Bir adamın hayra sarf ettiği paranın en değerlisi; çoluk çocuğuna (ıyâline) infak ettiği para ile, Allah yolunda kullanacağı atı (biniti) için verdiği ve bir de Allah rızası için mücâhid arkadaşlarına sarf ettiği paradır." (Müslim, A.g.e., c. l, s. 329, No: 288.)

"Emri altındakilerin nafakasını kısmak, bir kimseye günah olarak yeter." (Müslim, A.g.e., c. 1, s. 331, No: 292.)

Mübarek Ramazan-ı Şerif ayınızı tebrik eder; Müslümaların ve tüm insanlığın hayrına ve kurtuluşuna vesile olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ederim.