Bursa’da yaşamak eskiden bir lütuftu; şimdi ise eziyete dönüşmeye başladı.
Son zamanlarda sosyal medyada yayınlanan Bursa videoları ile kentte artış yaşanan asayiş olaylarına sık sık tanık oluyoruz.
Sanki şehri yönetenlerin, bazen bu sorunlara duyarsız kalmasını halk olarak da kanıksadık!
Ta ki yağmur nedeni ile Medicana Hastanesinin dibindeki Odunluk Metrosunu su basana kadar. Baskından sonra yaşananlar ise, tam anlamıyla bu şehrin ne kadar sahipsiz olduğunun bir göstergesi.
Su baskını nedeni ile metro hattı çalışamaz hale geldi ve yolcular İzmir yolu üzerinde çıkarak, şehir eşkıyalarını bile kıskandıracak şekilde yolu kapattılar; 3 şeritli yol tek şeride düşürüldü!
Zaten tıkanmış olan trafiği içinden çıkılmaz hale getirdiler.
Bunu yaparlarken, aynı güzergahta Üniversite Hastanesinin olduğu, ambulansların içinde can çekişenler hiç düşünmediler. Trafiği kapatanların tek derdi vardı, yoldan geçen otobüsleri durdurup zorla binmek.
Böyle bir vandalizm yaşanırken 1 km ötede bulunan İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri gelip duruma müdahale etti mi etmedi mi bilinmez. Eğer etmediler ise bu da çok vahim.
***
Maalesef sanayi karanlığına itilen Bursa’nın, aşırı göç yüzünden, son yıllarda trafiğiyle içinden çıkılmaz hale getirildiğini görüyor, heyecanını yitirmiş yöneticilere de şahit oluyoruz.
Su basması sonucu metro bozulunca, yolcuların trafikte terör estirerek diğer insanlara eziyet çektirmeyi kendinde hak olarak görmeleri ne garip değil mi?
Öyle acayip bir kent olduk ki; gece yarısı otomobillerle drift atan, korna öttüren, son ses müzik dinleyen, düğün konvoylarıyla pervasızlık yapan, pencereye çıkıp silahla ateş eden magandaların işgalinde!
Bitmedi,
Güzelyalı Mudanya yolunda kendini Kenan Sofuoğlu zannedenlerin motosikletlerle yaptıkları hız denemeleri yüzünden vatandaşlar derin uykularından uyanmalarına rağmen,
Ne hikmetse bu kadar vurdumduymaz davrananlar, asıl sorumluluk sahipleri tarafından fark edilmesi. Yanı sıra,
Osmangazi, Nilüfer, Yıldırım ve Mudanya kaymakamlarının makamlarını, koltuklarını terk ederek, halkın sorunlarını, sokaklara çıkarak dinleme zahmetinde bulunamamaları bizleri üzüyor.
Bu olayları düşündüğüm zaman ise aklıma, “Bu şehrin bir trafik şube müdürü yok mu?” diye sorasım geliyor.
Çünkü yollarda trafik kuralları dışında ne varsa tek tek yaşanıyor!
Şayet bir Trafik Şube Müdürü varsa bir zahmet gece sıcak yatağını terk edip sorumlu olduğu şehrin sokaklarını bir dolaşsın bakalım daha neler görecek?
Kimse kusura bakmasın ama, tribünlere oynamayı marifet sayanlar, ‘Milletle aranıza mesafe koymayın’ diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarını takmıyor, duymuyorlar.