Yapılan araştırmalar, dizilerde sahnelenen müstehcen görüntülerin, sadece erişkinleri değil gençleri ve çocukları da etkilediğini gösteriyor. Özellikle gençler, ekrandaki müstehcen görüntülerden fazlasıyla etkileniyor ve haramı sıradan bir davranış olarak görmeye başlıyorlar. Gayri meşru ilişkilere eğilim gösteren gençler evlilikten kaçıyorlar.
Televizyon, toplum üzerinde kültürel bir operasyon görevi üstleniyor. Dizilerde, yoğun bir kültür aktarımı var. Dili, dini, kültürü farklı toplumların yaşam tarzları evinize geliyor ve çocuklar bu yaşam tarzlarından fazlasıyla etkileniyor. Gençlerin ve çocukların bakış açılarını bu diziler şekillendiriyor. Yapılan kültürel operosyan sonucunda, düşünmekten aciz, araştırmayı sevmeyen, sadece eğlenmeye odaklı bir gençlik ortaya çıkıyor. Aileler, eğitimciler ve İslâmî duyarlılığı olan bütün kurum ve kuruluşlar, müstehcen filmlerin, dizilerin, şarkıların, kliplerin, yarışma programlarının masum olmadığını görmeleri ve ekranların yeniden düzenlenmesi için projeler üretmeleri gerekir.
GENÇLERİ ÖZENDİRİYOR
Gençler, giyim tarzı, yeme içme alışkanlığı ve kendisi için seçtiği hedefleri bakımından dizilerin etkisinde kalıyorlar. Bu genler nasıl yaşaması nasıl düşünmesi ve nasıl tepki vermesi gerektiğini ekrandan öğreniyor. Burada sergilenen zengin, gösterişli ve gayri ahlakî hayat hikâyelerine özenen gençlerin büyük bir kısmı şarkıcı ya da oyuncu olmayı düşünüyor. Çünkü bu insanların hayatlarını idealize ediyor. Para ve güç onları çekiyor. Dinine kültürüne ve köklerine bağlı bir nesil yetiştirmek istiyorsak önce ekranları ıslah etmemiz gerekiyor. Dizilerin yeniden ele alınması ve milli manevi değerlerimizden beslenen senaryoların oluşturulması şarttır. Yoksa gençlerimizi kaybetmeye mahkûm oluruz.
HER ODADA BİR TELEVİZYON
Eskiden televizyonda tek kanal vardı ve saat on iki de ekranlar kararırdı. Artık günümüzde televizyon bütün dünyada bir sektör haline geldi ve artık evlerin her odasında bir televizyon var. Şehirlerarası otobüslerde dahi koltuğunuza yapışmış bir ekran görürsünüz. Ekranlar gerçek hayatla ilişkilerinizi azaltıyor ve sizi yavaş yavaş dönüştürüyor. Bu günün dünyasında televizyon masum bir araç değil aksine çok güçlü bir silah. İnsanlar güne dizilerle başlıyorlar ve geç vakitlere kadar da ekran başında kalıyorlar. Sonunda bakış açısını, yaşam tarzını ekrandan öğrenen bir nesil ortaya çıkıyor. Anneler babalar lütfen her odaya bir televizyon almak yerine kütüphanenizi zenginleştirin ve çocuklarınızı kitaplarla tanıştırın.
İNSANIN DÖRT KÖTÜ HASLETİ
MEVLÂNÂ, insanın dört olumsuz özelliğini dört kuşla sembolize eder:
Kaz: Hırs
Horoz: Şehvet
Tavus: Makam sevgisi
Karga: Uzun ömre tamah.
Mevlânâ’ya göre insanın bu dört olumsuz özellinden kurtulabilmesi için ıslah edilmesi gerekir.