Abartmadan söylüyorum, her gün giderek artan organize kötülüklere şahit oluyoruz.
Kötülerden hastaya saygı, yaşlıya, evinde istirahat edene merhamet bekleyemeyiz!
Otomobiliyle sokak aralarında yüksek sesle müzik dinleyen ruh hastaları, vatandaşların tepkilerine aldırış etmiyor.
Onca uyarıya, hayatını kaybedenlerle ilgili çıkan haberlere rağmen, düğün, kına adı altında etrafı rahatsız edenler, canı sıkılıp efkarlananlar, asker eğlencesini bahane edip, yol kapatmalar…
Bunlara örnek vermek gerekirse,
Geçen hafta Bursa'nın Osmangazi ilçesi Emek Mahallesi'ndeki bir sokak düğününde, uzun namlulu silahla ateş eden şahsın yanındakiler, tabancalarıyla apartman pencerelerinden kendilerini seyredenlerin muhtemel hedef olduklarının farkına varamayacak kadar azıtmış durumdaydılar.
Maalesef yorgun mermiyle yaralanan, hayatını kaybeden masum insanların, çocukların haberlerini izlimeye, duymaya devam ediyoruz.
Ama bu azmışların, magandaların yaptıkları ne hikmetse yanlarına kar kalıyor.
Toplum baskısı oluşmuyor.
Belediye başkanlarının yanında pişmiş kelle gibi sırıtan falanca hemşeri derneği yöneticilerinin yaşanan utanmazlıklara karşı söyleyecek sözleri yok!
Neden olsun ki, dalkavukluk ve münafıklık yapmak işlerine geliyor!
Sosyal medyadan Bursa’daki iktidar partisi belediyelerini eleştirerek tribünlere oynayan muhalefet ise ne hikmetse magandalara karşı suspus!
Mesela muhalefetin Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer ilçesindeki temsilcileri uyuşturucu, hırsızlık ve yukarıda saydığım çirkinliklerle ilgili bugüne kadar hangi adımı atmıştır? Hemşerilerinin sokak düğünlerinde çevreye verdikleri zararı, rahatsızlığı dile getirmekten neden çekinirler?
Sebebi belli; oy, birilerine şirin gözükmek vs…
Bakın elin adamı, yargıcı, adalet dağıtanı, Belçika’da düğün konvoyu ile trafiği aksatan 18 Türk'e 5 yıl boyunca trafikten men ve 2000 Euro para cezası vermiş. 6 araca da el konulmasına hükmetmiş.
Hele davaya bakan hakimin sözleri ise ders niteliğinde,
"Sadece trafik sıkışıklığına neden olmakla kalmıyorsunuz, aynı zamanda diğer sürücülerin sinirlenmesine yol açıyorsunuz. Davranışınız agresifliğe ve sonucunda ırkçılığın artmasına neden oluyor. Zaten yeterince ırkçı var, buna karşı durmanız gerekiyor... Eğer bir parti yapmak istiyorsanız kafanıza kova bile geçirebilirsiniz ancak yolları, amaçları için kullanılmaya bırakacaksınız. Yaptığınızın diktatöryel bir tarafı var. Yollar hepimize ait ve kimse kendi malı gibi kullanamaz. Yolu tıkarken o esnada hastaneye yetişmeye çalışan birinin vaktini çalmış olabileceğinizi düşündünüz mü? E17 Avrupa'daki en kalabalık otobanlardan biri. Sizin dans edebileceğiniz bir yer değil."
Elin gâvuru ve adalet dağıtanı, "adalet benim kaynanamın ismi" demeden, gereğini yapıyor.
Ne diyor yargıç, “başınıza kendi evinizde, özelinizde kova bile geçirebilirsiniz” diyerek ceza yağdırdığı kişileri yerin dibine sokuyor.
Bizde ise ne yazık ki,
Adalet eksikliğinden bahsedenler, adaletsizliğe imza atarak, susarak, canlarının istediği mevzuları gündeme getirip, istemediklerine ölü taklidi yapmalarını kahır içinde izliyoruz!