Türkiye acayipliklerin ülkesi olmaktan bir türlü kurtulamadı.

Bursa’da çiftçiler Bursa- Balıkesir karayolunu traktörleri ile kapatıp eylem yaptılar. Bu eyleme şehrimizdeki bazı oda başkanları da destek verip, bununla iftihar ederek sosyal medyalarında paylaştılar.

Ne hikmetse,

Ülkemizin kendini aydın zanneden insanları olayları değerlendirirken hep popüler kültürün, türbinlere oynamanın dayanılmaz cazibesinden bir türlü kurtulamıyorlar.

Empati yetenekleri ise, alım gücünün, enflasyon karşısında yok olması gibi günden güne erimekte.  O karayolunu trafiğe kapatıp, yoldaki araç sürücülerini mağdur ettiklerinin, farkında bile değiller. Çünkü o oda başkanlarının ve onlara iştirak eden siyasilerin sosyal medyalarında ucuz kahramanlık yapmak için bazı fotoğraf karelerine ihtiyaçları var.

Diyelim ki mağdur olmak, çiftçilerin gözüne perde indirmiş ve meydana getirdikleri mağduriyetin farkında değiller. Peki ya sizin gözünüze perdeyi indiren ne? Siyasi hesaplarınız mı, şov yapma sevdanız mı?

Şimdi,

Çiftçi zarar ediyor mu, ediyor.

Domates tarlada 1,5 liraya geriledi mi, maalesef.

Köylü haklı mı evet haklı.  Mağdurlar mı, evet mağdurlar.

Mağdur ediliyorlar mı, evet ediliyorlar.

Girdi maliyetlerini düşürmeyi beceremeyen bir iktidar var mı var!

Tarımdan anlamayan, boyacıda yöneticilik, El Cezirede temsilcilik yapan, Brezilya’dan Angus ithal eden Tarım ve Orman Bakanımız var mı, var!

Plansız ekim yaptırıyor mu, maalesef!

Kooperatifler sadece tabeladan ibaret mi, evet.

Domatesin tarla çıkışı 6, karpuzun ise 3,5 TL; zarar eden çiftçi mi evet…

Eylem gerçekleşince, alım yapılacağına yönelik açıklama geldi mi, bu da doğru.

Bursa Valisi olaya pratik anlamda dahil olamadı mı tartışılır.

Yolu kapatanlar, çiftçiden karpuzu satın alıp bedava dağıtan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e, domatesi de al diye niye haykıramadı, merak konusu.

Bursa’nın dağ ilçelerini, yetiştirdiğinden para kazanamayan çiftçisi, üreticisi terk etti mi, evet…

Yani efendiler, fabrikalarda köle oldu mu oldu!

Milli Eğitim Bakanlığı, Hollanda’yı, Belçika’yı, İsveç’i, Finlandiya’yı bile örnek alamıyor mu, kesinlikle evet…

Bu yüzden son 20 yılda liyakatli bir nesil yetiştirilemedi mi, evet…

Ama haklıyken de haksız olmamak lazım be Kazım!

 Mağdurken, başkalarına eziyet etmemek gerekiyor. Eylem yapmak anayasal hak ancak, yola çıkan, işine giden, kamyonuna yüklediği malı başka bir şehre götürmek için acele edenlere zulüm neyin nesi?

En önemlisi de o yol şehirlerarası bağlantıyı sağlayan bir aks.

Zaman makinemiz olsa, 100 yıl geriye gitsek, yol kesen eşkiyalar ile karşılaşırdık. Şimdi ise kendini mağdur hisseden, yol kesiyor. Bursa’da yaşayınca vahşi batıyı aratmayan sahnelerle, vandallıklarla sık sık karşılaşıyorsunuz. Metroyu su basıyor, yolcular yola çıkıp trafiği aksatıyor. Çiftçi zarar ediyor diye, şehirlerarası bir yolu traktörleri ile ulaşıma kapatıyor. Haklı iken, haksız konuma düşmeyi resmedecek olsak, bu eylemden daha iyi bir kompozisyon bulamazdık.

Sizin mağduriyetinizin muhatabı kim?

Yolda mahsur bıraktığınız vatandaşlar mı, iktidar partisi mi? Mademki hakkınızı arıyorsunuz, gidin AK Parti Bursa İl Başkanlığı ve ilçe teşkilatlarının önünde  tepkinizi gösterin.

Mesela MHP’ye gidin.

Kafasını kuma gömmüş, Bursa İl Tarım Müdürlüğü önünde tepkinizi gösterin.

Yüreğiniz yetiyorsa Tarım Bakanının uykusunu kaçırın.

Cuma günleri ellerine tutuşturulan hutbelerle cemaati uyutan, çiçek böcekten bahsedenlerin camide ezberini bozmayı deneyin.

Tabi ki yasalara uygun şekilde.

Ya da sesinizin duyulmadığını düşünüyorsanız muhalefet partilerinin il başkanları ile görüşün.  Düşündükçe başka insanları mağdur etmeden de derdinizi anlatmanın yollarını bulabilirsiniz.  O eylemi yaparken, kendinizi o an trafikte mahsur kalmış insanların yerine koymayı denediniz mi hiç? Büyük ihtimalle hayır.

Son olarak empati bir kenara atıldığında, öfkeniz ve talepleriniz sizi yasal olan veya olmayan her noktaya götürebiliyor.