Saygıdeğer okurlarım!
Vatanımızı niçin seviyoruz, bunu hiç düşündünüz mü?...
Vatanımızı çok seviyoruz. Çünkü:
Üzerinde doğup büyüdüğümüz için,
Havasını teneffüs edip, sularını içtiğimiz için,
Çayırlarında güreş tutup, ırmaklarında yıkandığımız için,
Bağ ve bahçelerinde kuş seslerini dinlediğimiz, çiçeklerini kokladığımız için,
Ovalarında koşup, obalarında konakladığımız için,
Gıdamızı, enerjimizi topraklarından elde ettiğimiz için,
Ayyıldızlı şanlı bayrağımız özgürce dalgalandığı için,
İnanç ve imanımızın gereklerini yaşayabildiğimiz için, Minarelerinden ezanlar okunduğu ve camilerinde beş vakit namaz kılındığı için,
Acılarımızı, sevinçlerimizi, hâtıralarımızı, sevgilerimizi ve mutluluklarımızı onun üzerinde yaşadığımız için,
Vatan toprağının altında ana-baba, dede, ecdat ve yakınlarımız bulunduğu için,
Sayısız şehit ve gazilerimizi bağrında barındırdığı için,
Üzerinde hür yaşadığımız için...
Kısaca; dinimizi, kültürümüzü, töremizi, tarihimizi, canımızı, namusumuzu, neslimizi ancak vatan topraklarında koruyabildiğimiz için; vatanımızı çok seviyoruz ve sevmek zorundayız.
Unutmayalım ki, "Vatan sevgisi imandandır."
Elbette bu toprakları vatan edinmek kolay olmadı.. Çünkü şair:
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” Diyor.
İşte bundan dolayı Ağustos ayını çok iyi anlamamız gerekir.
Ağustos ayı, şanlı tarihimizde çok büyük yeri ve önemi bulunan bir aydır. Anadolu toprağını vatan edişimizin başlangıcı Ağustos'a rastladığı gibi, bize Anadolu'da birlik ve bütünlük sağlayan çok önemli zaferlerin birçoğu da Ağustos’ta kazanılmıştır.
Zaman gelmiş devletimiz zayıflamış, ülkemiz işgal edilmiş ve Kurtuluş Savaşımız da kutlu bir Ağustos ayında gerçekleşmiştir. Ağustos ayındaki zaferlerimizden bir kısmını kısaca şöyle açıklayabiliriz:
26 Ağustos 1071 Cuma günü Sultan Alparslan'ın, 50 bin kişilik ordusu ile Malazgirt Savaşı’nda 200 bin kişilik Bizans ordusunu yenmesi, Anadolu'nun bizlere vatan olmasının başlangıcı olmuştur.
11 Ağustos 1473 tarihinde Fatih'in Uzun Hasan'a karşı Otlukbeli'nde kazandığı zaferle de Anadolu'daki birliğimizin temelleri atılmıştır.
23 Ağustos 1514 tarihinde Yavuz Sultan Selim Han'ın Çaldıran'da İran-Safevî Hükümdarı Şah İsmail'e karşı kazandığı muhteşem zafer ile İranlıların Anadolu'ya yayılma amacını engellemiştir. 12 saat gibi kısa bir sürede kazanılan bu zafer Anadolu birliğinin tamamlanmasını sağ-.
24 Ağustos 1516'da Yavuz Sultan Selim Han, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile tüm Ortadoğu'yu kendisine bağlayarak Arabistan ve Mısır'ın, başka bir deyişle Hilâfet’in Osmanlı'ya geçmesinin kapılarını aralamak amacıyla Mısır Memlûkluları ile savaştı. Savaş Halep’in kuzeyinde Mercidabık'ta gerçekleşti. Yavuz Sultan Selim bu savaştan da zaferle çıkarak, Ridaniye Zaferi ile elde edeceği Hilâfet'e bir adım daha yaklaşmış oldu.
29 Ağustos 1526 Mohaç Zaferi ise, Türk'ün Avrupa'ya yerleşmesinin destanıdır. Kanunî, dâhiyane yönettiği iki saatlik bir savaşla Macar, Alman, Çek, İspanyol, İtalyan ve Leh'lerden oluşan 150 bin kişilik bir orduyu mağlup ederek, başta Budin (Budapeşte) olmak üzere bütün Macaristan'a yerleşti.
Aradan asırlar geçti...1914 yılında başlayan ve dört yıl süren 1.Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti çeşitli gaflet ve ihanetler sonucu güçsüz düştü ve aziz yurdumuz işgal edildi...
Tarih boyunca daima hür ve bağımsız olarak yaşamış olan milletimiz, bu esareti asla kabul edemezdi..
Osmanlı’nın yetiştirdiği seçkin komutanlardan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde, topyekûn bir seferberlikle Millî Mücadele başladı.
Dört cephede yedi düvele karşı direnen ve kurtuluş mücadelesi veren Müslüman Milletimiz;
22 Ağustos 1922'de Afyon'u kurtardı.
26 Ağustos 1922'de Büyük Taarruz'u başlattı.
30 Ağustos 1922'de de Kurtuluş Savaşı zaferle noktalandı.
Milletimiz bu günü “Zafer Bayramı” olarak kutlamaktadır.
Ne mutlu vatanımızı cân-ı gönülden severek, vatanımızın yükselip ilerlemesi için çalışanlara!
Allah Teâlâ, Anadolu'yu vatan hâline getiren ve düşman istilâsından kurtaran tüm şehit ve gazilerimize rahmet eylesin. Kabirleri nur ile dolsun. Mekânları Cennet olsun (âmin).