TARİH VE ÖNEMİ

Tarih, bir milletin mâzisini gösteren bir aynadır. Her millet geçmişini bu aynada görerek; geleceğe ona göre yön vermek ister. Geçmişte olan iyi durumlar hatırlanınca sevinilir, olumsuz ve kötü örnekler hatırlanınca da üzüntü duyulur. Ve geçmişten ders ve ibret alınarak, olumsuzluklar giderilmeye, aynı hatalara düşmemeye  çalışılır.

Tarih, çok önemli ve mühimdir. Çünkü, tarih şuurunu kavrayamayan ve tarihini yeni nesillerine iyi öğretemeyen bir millet, tarih sahnesinden silinir. Tarih, bunun nice örnekleriyle doludur.

Mehmed Ârif Bey, bu konuda şöyle diyor:

 “Tarih; o kadar mühim, o kadar dikkate değer bir ilimdir ki, tarih bilinmez ise devlet gemisinin dümeni istenilen istikâmete çevrilemez.

Tarih, bir milletin bakıp bakıpta varsa ayıp ve noksanlarını görüp (gözeteceği) ve düzelteceği bir ayna gibidir.” (Başımıza Gelenler, Mehmed Ârif Bey, Cilt;1,Sh. 63.)

İstiklâl Marşımızı kaleme alan ve onu en güzel bir şekilde yazan,  büyük İslâm ve Vatan Şairi Mehmed Âkif Ersoy diyor ki:

“ Tarihi tekerrür diye târif ederler;

İbret alınsaydı tekerrür mü ederdi?”

“Tarih tekerrürden (yani tekrardan) ibarettir. Eğer ibret alınsaydı, aynı tarih bir daha tekerrür etmezdi (yani aynı sıkıntı ve ıstıraplar bir daha yaşanmazdı).”

Müslüman Türk Milleti’nin de şan ve şerefle dolu bir tarihi vardır. Aziz Milletimiz, Allah katında en son ve en mükemmel Din (Âl-i İmrân Sûresi, âyet;19.) olan İslâmiyet’in asırlarca bayraktarlığını yapmıştır. Bu uğurda nice fedakârlıklar göstermiştir.

Müslümanlar olarak, gittikleri yerlere ilim, erdem, adalet, hürriyet, eşitlik, iyilik, hoşgörü ve güzellik götürmüşler; insanı insan yapan ulvî değerleri oralara taşımışlardır.

Kahraman ecdâdımız her zaman ve her yerde zulüm ve haksızlığa karşı çıkmış; inanç ve fikir hürriyetine herhangi bir kısıtlama getirmemiştir. Şanlı tarihimizde bu konuda nice güzel örnekler mevcuttur. Bütün bunları gelecek nesillerimize aktarmak ve anlatmak, millet olarak başta gelen görevlerimizdendir.