"Oğul!

    İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam Ezanında ölürler.

Avun oğlum avun...

    Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelâmlısın. Fakat bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgârında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını yener. Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın.

    Dünya senin gördüğün gibi değildir. Bütün fethedilmemiş sırlar, bilinmeyenler, görülmeyenler, ancak; senin fazilet ve erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır.

   Ananı, Atanı say, bereket büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol. Her sözü üstüne alma. Gördün söyleme, bildin bilme.

   Sevildiğin yere sık gidip gelme, muhabbetin kalkar, itibarın olmaz.

Üç kişiye acı:

 * Cahiller arasında âlime,

 * Zenginken fakir düşene,

 * Hayırlı iken itibarını kaybedene.

    Unutma ki!

    Yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir.

    Haklı olduğunda mücadeleden korkma. Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.

    Ey oğul!

    Bundan sonra öfke bize, uysallık sana

    Güceniklik bize, gönül almak sana.

    Suçlamak bize, katlanmak sana.

    Âcizlik bize, yanılgı bize, hoş görmek sana.

    Geçimsizlik, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize, adalet sana.

    Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize, bağışlamak sana.

    Ey oğul!

    Bölmek bize, bütünlemek sana.

    Üşengeçlik bize, uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana.

    Ey oğul!

    Sabretmesini bil... Vaktinden önce çiçek açmaz.

    Şunu da unutma!

    İNSANI YAŞAT Kİ, DEVLET YAŞASIN...

    Ey oğul!

    İşin ağır, işin çetin, gücün kula bağlı.

    Allah (CC) yardımcın olsun..."