Tarih, nice ibretli olaylarla doludur. Bu ibretli olaylar, geleceğimize ışık tutar. Aynı olayların tekerrür etmemesi için; ibret, ahlâk ve tarih şuuruna sahip olmak şarttır.

Müslüman Türk Milleti’nin cesur ve iffetli oluşu, tarihin nice büyük komutanlarını dize getirmiş, bize nice zaferler kazandırmıştır. İşte bu zaferlerden birini sizlere anlatmak istiyorum:

Napolyon’un "Doğu Projesi" meşhurdur. Avrupa’nın yenilmez bilinen bu komutanı, Mısır yoluyla Hindistan'a ulaşmak, tarihî "Baharat Yolu"nu ele geçirmek istemektedir.

Fransa'dan bu gâye ile sefere çıkmış, önünde küçük bir engel olarak gördüğü, Akka Kalesi'ni kuşatmıştır.

Napolyon, Akka Kalesi’nin ele geçirilmesini birkaç saatlik bir uğraş olarak görüyordu. Kale’yi, Cezzar Ahmet Paşa savunmaktadır. O tarihte Cezzar Ahmet Paşa, seksen’lik bir ihtiyardır...

Napolyon saldırıya geçmeden önce Cezzar Ahmet Paşa'ya bir mektup gönderir:

"Senin gibi yaşlı bir kimseyle uğraşmak bana bir şey kazandırmaz. Önümde durma... Kaleyi teslim et."

Cezzar Ahmet Paşa’nın cevabı serttir:

"Allah Teâlâ'nın, bize bu yaşta şehâdeti lütfetmesi rütbelerin en büyüğüdür. Gücünüz yetiyorsa gelir alırsınız..."

Napolyon Kale’ye hücuma başlar. Fakat nâfile...

Kale bir türlü düşmüyor. Bu kuşatma, tam kırk altı gün sürer... Çaresiz kalan Napolyon, en yakın subayı ile ikinci bir mektup gönderir:

"Saygıdeğer Ahmet Paşa! Kale'yi kahramanca savundun. Tebrik ederim. Bu kahramanlığın sebebiyle senin ve askerlerinin canına dokunmayacağım. Dilediğin yere gidebileceksin. Kale'yi teslim et..."

Cezzar Ahmet Paşa'nın Buna cevabı oldukça sert olmuştur:

"Devlet bizi bu kaleyi düşmana teslim edelim diye vezir yapmadı. Osmanlı'nın emânete hıyânet etmediğini bilmez misin?.."

Napolyon, birkaç gün daha kaleyi top ateşine tutmuşsa da hiçbir sonuç elde edemedi. Sonunda çâresizliğini şöyle itiraf etti:

"Kader beni bir ihtiyara rezil etti."

Tarihçiler bu olayı şöyle değerlendirir:

"Eğer Napolyon Akka önünde durdurulmasaydı, bütün Doğu’yu ele geçirecekti."

Mağlûp olarak Fransa'ya dönen Napolyon, yenilgisinin sebeplerini araştırır ve Osmanlı hakkında şu değerlendirmeyi yapar:

"OSMANLI'YI BÜYÜK YAPAN İKİ ÖNEMLİ MEZİYET VARDIR:

BİRİ, KADINININ İFFETLİ VE NAMUSLU OLMASI;  DİĞERİ, ERKEĞİNİN DÜRÜST VE CESUR OLMASIDIR..."

Tarihte Milletimizi şanlı ve şerefli yapan işte bu güzel özelliklerimizdir.  Bu özelliklerimizi koruduğumuz sürece, hiçbir düşman bizi mağlûp edemez.

Ne mutlu bu gerçekleri anlayıp idrâk edebilenlere!