Bakanlarımız, yöneticilerimiz OHAL’inizi kendiniz oluşturun, #evde kalın diyorlar her vesile ile..

Doğrudur: virüsü yaymamak için evde kalmamız, insanlarla yakın temastan uzak durmalıyız. İnsanlardan uzak durmak için, öncelikle devlet daireleri, kurumlar, fabrikalar, işyerleri kapatılmalıdır. Açık kaldıkları sürece insanların evde kalmasını beklemeyin, sonuçta işlerin bitmesi isteniyor.

Hatta şahsi kanaatim, evde kal demekten öte sokağa çıkma yasağı uygulanmalıdır gerçekten virüsün, hastalığın yayılmasını istemiyorsak. Ancak insanların ödemeleri var, borçları var, elektrik-su-doğal gaz-telefon-internet vs faturaları var, kiraları var. Bunların ödenmesi lazım, evde kalırsa bu ödemeleri nasıl yapabilir vatandaşımız?

Esnafımızın, işverenimizin borçları, ödemeleri, kiraları var, yapılandırmaları var, elemanlarının maaşları, sigortaları var, var da var… Evde kalırsa nasıl ödeyebilir, çalışmadan para gelir mi? Kaç esnafın, kaç işverenin, kaç vatandaşımızın bunlara gücü yetebilir? Esasında bu virüs olayı ortaya çıkmadan önce de, zaten ekonomik durgunluk ve ciddi bir kriz vardı. Bu olay da üstüne tuz biber oldu…

***

Evet, doğru olan evde kalmaktır ancak tam da bu noktada devletimize, yöneticilerimize düşen çok önemli görevler vardır. Eğer evde kalınacaksa, öncelikle kiralar, ödemeler, faturalar dondurulmalıdır, her türlü ödemeler vergiden, faizden arındırılmalı ve hatta bu süreçte bu ödemeleri devlet yüklenmelidir, devlet vatandaşına, “DEVLET BABA” lığını göstermelidir.

Bunlar yapılamıyorsa o zaman güçlü devletimiz ki hiç şüphem yok, insanımıza maddi yardım elini uzatacak, maaş gibi karşılıksız yardımlar yapılacak, zor durumdaki vatandaşımız ödemelerini rahatlıkla yapacak ve evinde kalacaktır.

Ülkemizde virüs çıkalı neredeyse bir ay olacak, o günden beri yöneticilerimiz sadece evde kal, ohalini kendin oluştur, sosyal mesafeyi koru vs tavsiyelerde bulunuyor. Nedense insanlarımıza yapılabilecek ve bu dönemde en çok lazım olacak maddi bir yardımdan bahsedilmiyor. Zaten daha önceden programa alınmış olan bayram ikramiyesinin öne alınması dışında..

***

Vatandaşımıza direkt maddi yardımdan bahsedilmemesinin nedeni, kanaatimce, kasada zor günler için, ayrılmış bir kaynağın olmamasıdır. Bildiğiniz gibi, devlette zor günler için, zor zamanlar için ayrılmış paraya YEDEK AKÇA deniyor. Maalesef, hükümetimiz bu yedek akçayı harcamak için bir süre önce meclisten yetki aldı ve bu kaynak bir yerlere(!) harcandı.

“AK AKÇA KARA GÜN İÇİNDİR” diye bir atasözümüz vardır! Bu dönemde bu söz de unutuldu, ve bu büyük kaynak önceliksiz işlere harcandı. Ama ben inanıyorum ki şu an kasamızda bu kara günler için harcanabilecek kaynak vardır. Tam da bu noktada öncelikler önemli, tercihler çok önemli! Olan parayı gerekli olan yere yani en acil konulara harcamak gerekir, önceliksiz işlere değil!

Ama maalesef yöneticilerimiz, millet can derdindeyken hala önceliksiz işlerle uğraşıyorlar; birkaç gün önce Kanal İstanbul’un ön ihaleleri yapıldı. Şu anda bize kanal mı lazım, milletimizin canı mı lazım? Milletimize evinde kal diyorsan, uygun olan da buysa o zaman önceliksiz işlerle değil, zor durumdaki insanımıza evinde kalmasını sağlamak için bu kaynakları sahibine yani fedakar, vefakar insanımıza dağıtacaksın. Dağıtacaksın ki ödemelerini rahat yapsın, sıkıntı çekmesin, yöneticilerine dua etsin, karşılıklı samimiyet ve dua ile ancak ülkemize huzur gelir ve bu belalardan kurtulur..

Bizden söylemesi!