Her türlü hırsızlık vakası olduğunu duyuyoruz. Karakola bile hırsızların girdiği bir ülkede daha ne denebilir ki? Sözün bittiği yer sanırım. Bu işe gelince; Kimine göre meslektir çalmak. Bazısı cesurca, bazısı ise korka korka yapar.
Yakalanma korkusu yok mu? Tabi ki de var. Her gizli şey korku verir insana. Yüce yaradan'ın gördüğü aklına gelmez ama daire soyarken ev sahibine yakalanma korkusu, iş yerlerine girdiyse güvenlik, bekçi korkusu ter döktürür insana.
Peki bir meslek midir hırsızlık? Yoksa alışkanlık mı? Bunu deşmeye kalksan bin türlü sebep vardır. Her suç işleyenin kendince bir nedeni vardır. Haklı mıdır?
Dün hastanede muayene olduktan sonra tezgahımın karşısında bulunan binanın güvenliği aradı. Yılmaz abi. Ha bu arada Yılmaz abi kötü gün dostudur. Yapılacak işler için yardım iste sağolsun hiç boş çevirmez kimseyi. 'Watsabına attım. Tezgahına hırsız girmiş' dedi.
İyi de bu kaçıncı böyle. Simit tezgahında insan ne koyar iş bitip kilit vurunca? Altın, gümüş, para mı?
Tezgaha geldiğimde alt dolap kapakları ve çekmeceler üzerinden geçen demirin zorlanmadan kaynaklanan eğilmiş haliyle karşılaştım. Çekmecenin biri kırılmıştı. İçinde cüzi miktardaki bozuk paralar alınmış, suç aleti yere atılmıştı. 4. kere oluşundan artık polise haber vermenin zamanı diyerek olayı bildirdim. Netice itibariyle Olay Yeri İnceleme ekibi geldi. Parmak izi alarak gittiler. Bakalım ne çıkacak?
Haydi hayırlısı.