Onca başımıza gelenlere rağmen akıllanamadık nedense. Daha düne kadar Corono denen sinsi virüs bütün dünyayı dolaşarak binlerce insanın ölümüne neden olurken bazıları da hayatta kaldı. Deprem de de öyle olmadı mı?
Değişik şehirlerde can kaybı miktarı gerçekten çok korkunç sayıda. Bunun yanında kurtulanlar biraz olsun içimizi ısıtıyor. Allah’tan kış olması bir yerde bana göre sevindirici. Ağustosun sıcağında tuvalet sorunundan, çöplerden gelen kokulardan daha bir vahim olurdu.
Peki neden bunları yaşıyoruz diye aklıma bir soru geliyor. Neden binalar yapılırken depreme dayanıklı bir şekilde yapılmıyor. O binaları yapan inşaat firmaları iki kuruş fazla para kazanmak uğruna başkalarına zarar vermeye hakkı var mı? Sebep olduğu her kötülükten insanoğlu sorumludur. Bunu bilmiyorlar mı?
Onca insan öldü. Bir kısmı kurtuldu. Ya çocuklar? Ailesini kaybetmiş çocuklar ne olacak? Koruyucu aile, çocuk bakım evleri… Peki onların iç dünyası, annesizliği babasızlığı. İçinde yara olmayacak mı?
Her şeyi kadere mi bağlayalım. Allah demiş ki; Sen tedbirini al. Alıyor muyuz ? Alsaydık koskoca Hatay yerle bir olur muydu? Tabi diğer şehirlerimizde. Kendimizi düzeltmediğimiz sürece başımızdan belalar eksik olmaz. Nasıl ki muz kabuğunun üstüne bastığımız zaman kayacağımızı bilirsek dış cepheleri süslü püslü ama alt yapıları sağlam olmayan binalar yapmaya devam ettiğimiz sürece önce kendimize sonrada başkalarına zarar vermeye devam etmiş oluruz.
Dayanışma ve yardımlar büyük. Türkiye’de yaşanan büyük felakete kucak açarak bir çok ülke yardıma koştu. Ama arama kurtarma ekibi göndererek ama maddi destek olarak. “ Komşu komşunun külüne muhtaçtır “ atasözünün doğruluğu bir kez daha kanıtlandı. Hep derim ki “HERKESİN YOLU BİRBİRİNDEN GEÇER “ Nerde olursan ol, nerde yaşarsan yaşa hep birbirimize muhtacız.
Söylenecek çok şey olmasına rağmen uzun lafın kısası hayat çok kısa çalmaya çırpmaya değmez. Ne kimsenin gözyaşına sebep ol nede gözyaşın aksın. Ölüm mutlak her cana değecektir. Sen başkasından beş on sene fazla yaşasan ne çıkar her şeyini bırakıp gitmeyecek misin? Hırslarını makamını ihtiraslarını zenginliğini.
Arkanda bırakacağın bıraktığın intibadır. Öldü de kurtulduk mu deseler iyi, ne kadar iyi bir insandı kimseyi incitmez herkesin yardımına koşardı mı deseler iyi. Bu konuda seçim insanın kendi kararıdır. Kararlarımızı verirken yarın ahirette vereceğimiz hesaplardan önce kendimizi burada hesaba çekersek bence doğrusunu yapmış olmaz mıyız?
Tabi yine karar herkesin kendi bileceği iştir.