Sol ideolojinin içinden gelen yazarın direkt olarak Stalin'i eleştirdiği bir kitap.
Bir çiftlikte sahipleri tarafından sömürülen, kötü muamele gören hayvanların birleşerek çiftliği ele geçirmesini konu alıyor roman.
Fakat yönetimi ele geçiren domuzların ilerleyen günlerde eskisini aratmayan sevk ve idareye yönelişi ile benzetme yapılan Stalin ve zihniyetine gerçekçi eleştirel yaklaşım ortaya konuluyor.
Romanın yazıldığı dönemde epey ses getirdiği araştırmalardan belli oluyor.
1945 tarihli fabl tarzındaki siyasi roman Stalin'i ve ülkesini hicvediyordu. Bunu dikkate alan ABD ve İngiltere 2. Dünya Savaşı sırasındaki müttefikleri Stalin'i gücendirmemek için savaşın en kritik döneminde kitabı basmamayı tercih ettiler. Afrika'da yozlaşmış bazı liderler kitapta anlatılanları üzerlerine alındığı için 1991'de Kenya'da da yasaklandı.
Kitaba dönecek okursak;
Köle gibi çalışan ama böyle çalışmaktan mutlu olan, ne yapıyorlarsa bir avuç soyguncu insanın çıkarı için değil, kendi çıkarları uğruna ve gelecek kuşaklar için yaptıklarının bilincinde olduklarından, var güçleriyle çabalayan, her türlü fedakârlığa sessizce katlananlar sonunda gerçeklerle yüz yüze kalıyorlardı.
İlkeler unutulmuş, manifestolar rafa kaldırılmıştı.
Bunun yerine "Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerlerinden daha eşittir" öğretisi zorla kabul ettirilmişti.
Bununla da kalınmadı.
Yasak olmasına rağmen çiftlik ihtiyaçları ve zorunluluk denerek insanlarla ve sermaye ile ilişki kuruldu.
Ne olduysa işte bundan sonra oldu.
Hilekârlık, çıkar kavgası ve mevcut düzenin devamı.
İnsan yüzü ile domuz yüzü aynı masada birbirine karıştı ve benzedi.
Ifade etmek gerekirse...
Aklını kullanmayan hiçbir varlık için özgürlüğün değeri yoktur.
Zamanınız olursa lütfen kitabı okuyunuz ki aklın ve özgürlüğün değerini yorumlayınız.
Tabiî ki sorgulamanın da.
Her türlü "izm" için.