Neriman, Perihan ve Ümran....

Yesari Asım Arsoy'un "Biz Çamlıca’nın üç gülüyüz / aşk bahçesinin bülbülüyüz / dillerde gezer söyleniriz / gamsız yaşarız eğleniriz." dizeleriyle Türk Sanat Müziği'mize armağan ettiği o güzelim eserine konu olan Üç Kardeş....

Hıfzı Topuz'un Çamlıca'nın Üç Gülü adlı romanı olmasaydı Osmanlı sosyetesinin gözdesi, bir süre Hariciye Nazırlığı yapan Ahmet Hulusi Bey’in kızları Çamlıcalı üç kız kardeş Neriman, Perihan ve Ümran'ın Milli Mücadele'ye karınca kararınca nasıl hayat verdiklerini belki de uzun bir zaman öğrenemeyecektik...

Milli Mücadele yıllarında İstanbul’daki gizli direniş örgütleriyle işbirliği yapmışlar, İngilizlerden ve Fransızlardan önemli bilgiler sızdırarak düşman kontrolünde bulunan silah depolarının boşaltılması ve Anadolu'ya silah sevk edilmesinde görev alip, direnişe büyük katkıda bulunmuşlar.

İşin aslını astarını bilmeyenler, 3 genç kızın düşman askerleriyle ilişkilerini yanlış anlayarak haklarında kirli dedikodular çıkarırlar...Sonrasını ise  Hıfzı Topuz şöyle anlatır:

"O yılları yaşamış olanlar, ‘Yazık oldu o kızlara, onlar İstiklal Madalyası’nı hak etmişlerdi. Milli Mücadele’ye yaptıkları hizmetleri kim unutur?’ diyorlardı. İşin gerçek yanını bilmeyenler onlara kara çaldılar, adları kötüye çıktı. Kızlar ise yaptıkları işlerle asla övünmediler" 

Yine İngiliz işgali yıllarında Millî Mücadele hesabına casusluk yapan Çamlıca'nın 3 sosyetik güzellerinden biri olan Neriman'ın Anadolu'ya silahları kaçırmak için yaptığı casusluk hikâyesi ise takdire şayan:

1920 Haziran’ında Maçka Silahhanesi’nden, aynı yılın Ekim ayında da Karaağaç Silah Deposu’ndan kaçırılan silah ve cephanenin İkinci İnönü (Nisan 1921) ve Sakarya (13 Eylül 1921) zaferlerinin kazanılmasında büyük katkısı olur. Yüzbaşı Arif Bey’e düşen görev geceleri cephanenin bodruma indirilmesidir ve bu zorlu görevin yerine getirilmesinde en büyük sorun İngiliz askerlerinin uyutulmasıdır. 

İngiliz nöbetçiler sorununu çözülmesi  gerekmektedir ve Arif Bey bu durumu hemen Nedim Bey’e anlatır.

‘EVDE BEKLİYORUM’

Neriman’dan Maçka Silahhanesi’ndeki nöbet durumunu araştırması istenir. Sevgilisi İngiliz subayı John White da Maçka’daki nöbetçi birliğin kumandanlığına atanmıştır. Neriman, John’u arayarak kendisini beklediğini söyler ve nöbetçi askerlere de bir kasa viski gönderir. Nöbetçiler sarhoş olur ve gece Maçka Silahhanesi’ne ulaşılır ve ardından bütün silahlar boşaltılır.

Peki Milli Mücadele'ye önemli katkıları olan bu 3 kız kardeşin akıbetleri ne oldu acaba? Hıfzı Topuz anlatsın:

Ümran, Kurtuluştan kısa bir süre sonra, Parise Fransız Yüksek Komiserinin emir subayı Jean - Pierree gitti. Evlenmişler ve mutlu olmuşlardı. Perihan da Nedim Beyle evlendi. Bir de çocukları oldu. Nedim Bey Erkânı Harbiyede önemli bir göreve getirildi. Neriman ise köşk dağılırken büyük bir burukluk içindeydi. Aklı fikri Londradaydı. Sevgilisine kavuşabilmek için ufak bir işaret bekliyordu. Johndan beklediği davet bir türlü gelmedi. Ama Neriman günün birinde valizini alıp Londraya gitti. Kendisinden bir daha hiç haber alınamadı.

Ve Çamlıca'nın 3 Gülü'nden geriye Yesari Asım Arsoy'un hayat verdiği şu dizeler kaldı:

Biz Çamlıca'nın üç gülüyüz

Aşk bahçesinin bülbülüyüz

Dillerde gezer söyleniriz

Gamsız yaşarız eğleniriz

Yalnız gezene söz atarız

Naz eyleyene biz çatarız

Bin bir kokulu gül satarız

Vallahi cana can katarız