Kalbim kırık, üzüntülü, bir o kadar da sinirle yazıyorum, kusuruma bakmayın lütfen.
Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ cümlesi geliyor aklıma ve bir kat daha öfkeleniyorum.
Gezmek için satın alınan uçaklar var, yangını söndürmek için ise kiralananlar!
Anlamıyorum, ya da anlayamıyorum.
Düşünemiyorum, koskoca ülke yanıyor, millet seferberlik içinde. Adını sanını hayatımızda ilk ve son kez duyduğumuz gencecik delikanlı, yangına müdahale edenlere sutaşıma derdinde. Bizim THY Kayyumu Cenap Aşçı ise düğünde.
Liyakat yok, samimiyet yok, sadece iktidarın arkasına sığındığı güç zehirlenmesiyle şımarıklık yapmayı akıl ediyor!
Özrü kabahatinden büyük olan kayyum, "Bebekliğinden beri büyüttüğümüz evladımızın düğününe katılmak zorundaydım" diyor, yazıklar olsun!
Utanmak bunlara yapışmıyor, pişkinlik ise bir gölge gibi bu zavallıları takip ediyor!
Ey THY kayyumu Aşçı!
Manavgat’ta evi, barkı, damı yanıp, hayvanları telef olan bir vatandaş olsaydın, senin gibi açıklama yapan zavallıya, ilk sözün ne olurdu?
Ne derdin?
Nasıl hakaret ederdin?
Hangi sözleri söylerdin, hadi söyle liyakatsiz kayyum!