Türkiye’nin doğusunda meydana gelen deprem yüreklerimiz yaktı. Gelen görüntüler enkaz başındaki çaresiz bekleyişler kahrediyor.
Ülkenin batısından tüm bölgelerine kadar acıyı aklı başında ve vicdanlı herkes yüreğinde hisseti. Havaalanlarına yardım ve kurtarma için yapılan akın, kumbarasını deprem bölgesine gönderen çocuklar… Adeta bir halk seferberliği var.
Bütün bunlar insani hareketler. Bölgede yaşanan soğuğu kilometrelerce ötede sıcacık evinde adeta titreyerek o acıyı yaşayan herkese selam olsun.
Selam olsun cebindeki son kuruşunu bölgeye gidenlere oradaki depremzedelere ulaştırılmak üzere veren güvenlik görevlisine selam olsun bu tablo karşısında kahrolan herkese selam olsun hiç olmazsa duasıyla oradaki acıyı bir nebze de olsa gönlünde soğutanlara…
Halkın elinden gelen bunlar… Peki biz nerede hata yaptık bunun elbette sorgulama sırası şimdi değil. Sırası değil demek hiç sorgulanmayacak anlamına gelmemeli. Elbette Türk milleti her türlü badirenin üstünden geldiği gibi bu acıların üstesinden de gelecek. Enkazı kaldırıp yaraları sardıktan sonra artık ivedilikle ders çıkarma fazlına geçilmesi lazım.
"(Akıllı ve olgun) Mü'min aynı delikten iki defa sokulmaz, ısırılmaz." Dinimiz, alemin en şerefli insanı bize bu telkin ettiği halde bu telkinlere uymuyoruz. Uymadığımız bu telkinler için de acılar çekiyoruz. 24 yıl önceki Marmara depremine gidelim çok eskilere gitmeye gerek yok. O günden bugüne ne konumdan nereye geldik. Tabloya bakıldığında arpa boyu mesafe katetmemişiz. Ders çıkarmamış önlem almamışız. Denetimler yetersiz kalmış yapılaşma almış başını giderken yapılan yapıların depreme uygunluğunu sorgulamamışız. İmar affı çıkar vatandaş eski binasını çarpık yerleşme yerini bu aftan yararlandırıyor. Vatandaş bunu yapar ve cezadan kurtulmak için affa sığınır. Ancak affedilmeyecek bir olay imar affı. Affedilmeyecek bir olay yapılardaki hatalar. Affederseniz sonucu ortada.
İçinde oturulamayacak konumda olan binalara adeta makyaj çekilip fahiş fiyattan satılıyor. Devlet ve yetkili erk buna müsaade etmemeli. Affedilecek şeyler arasında bina affı olmamalı. Her önüne gelen müteahhit olmamalı müteahhitlik de tıpkı bir avukatlık bir doktorluk gibi sertifikaya, tecrübeye dayalı olmalı. Köyden şehre inen inşaat işçisi hop deyin müteahhit olmamalı. Olacaksa belli bir prosedür ve eğitimden sonra olmalı. Umarım bu vurdumduymazlık ve tedbirsizlik son bulur.
Ülkenin her kesiminden hangi görüşte olursa olsun bir araya gelip ülkenin bir deprem bölgesi olduğunu göz önüne alarak radikal kararlar ve bu işin bir anayasasını oluşturmaları lazım. Bu konu ele alınmadıkça her zaman bu acıları yaşamaya mahkûm oluruz. Bir daha bu acıların yaşanmaması için bir deprem yol haritası çıkartılıp ülkenin olası bir afette az kayıplarla hasarı atlatması için var gücümüzle çalışmalıyız.
Bölgede enkaz altında olanların sağ salim çıkmasını niyaz ediyorum. Enkaz başında bekleyenlere sabrı cemil bölgede çalışan tüm emekçilere güç kuvvet diliyorum