Olmaz mı, yani sevgililer gününü anneler günü, babalar günü…

Hmm…

Yok yok yanlış örnekledim…,

Kandiller günü gibi mühim bir gün değil mi?

“Dalga mı geçiyorsun?” diye mırıldandığınızı duyar gibiyim…

Evet dalga geçiyorum, boru gibi, buz gibi, bal gibi, deli gibi, gün gibi, ay gibi,

Aslanlar gibi, delikanlı gibi kafa buluyorum sizinle…

Yok yok, kafa bulma demeyelim de, ironi yapıyorum, desem daha yerinde olur; da…

Sevgililer günü ile kandil günleri-geceleri arasında ortak nokta ne ola ki…

Şöyle açayım konuyu: Kutsal bayramlar hariç, (belki de yılbaşı) son yıllarda insanlar kandillere ve dolayısıyla da falanca-filanca günlere haddinden fazla önem verdiğini gözlemliyorum.

Şimdi yine bana birileri kızacak ve “kandiller ile sevgililer gününü nasıl aynı kefeye koyarsın bre deyyyuzzz” diyecek ama hemen onu da açıklayayım.

Arkadaşlar! Kandillerin hiçbir kutsallığı ve uhrevi bir yanı yok… (Kadir gecesi hariç ki, o da gerçekte hangi gece olduğu tam olarak bilinmiyor.

Her ne kadar Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi olarak işaretlense de gerçekten de o geceye denk geldiği asla bilinemez.

Neden?

Çünkü, Ramazan ayı asla hep aynı tarihlere ve güne rastlamıyor da ondan. Har yıl 10 gün önce başlıyor ve 10’ar gün kayıyor…

Neyse konumuz Sevgililer günü ve abartılı şekilde kutlanan kandiller.

İnanın bana, kandiller ne kadar kutsalsa sevgililer günü, analar-babalar günü de o kadar kutsal!

Kandillerde, tatlıcılar, kandil simidi satan fırın ve pastanelerin işleri açılır, sevgililer günü, anneler ve babalar gününde de AVM’ler, restoranlar, kafe ve barlar, kuyumcular bayram yapıyor.

Kapitalizm öyle ya da böyle cebimizdeki paraları emmek için mutlaka bir yol buluyor.

Ünlüler bile sosyal medya hesaplarından sevgililer gününü idrak eden, ettiren mesajlar yağdırdılar.

Gündüz mümininler cuma gününün önemini betimleyen mesajlarla, akşam ise kapitalizmin bol kandırmacalı tatlı tuzağına düşen çağdaş görünümlü güruh…

Elbette yılbaşına karşı olan karşı güruh da boş durmadı, gerek sosyal medyadan, gerekse youtube üzerinden seslerini duyurmayı ihmal etmedi…

Ha bu arada, sevgilisi olmayanların gelenekselleşen tepkileri de her zamanki gibi en çok dikkat çeken paylaşımlar oldu…

Bana gelince…. Açıkçası ben, “bana her gün bayram” mantığıyla hareket ettiğim için, sevgililer günü, anneler ve babalar günü de tek bir gün değil, her gün doya doya yaşanması gereken değerlerdir…

Ne sevgili, ne anne, ne de baba tek bir güne sığacak kadar basit değerler değildir…

Sevgililer gününün çok mühim bir günmüş gibi kutlanmasının anlamsızlığını geçen 14 Şubat akşamı bir kez daha idrak ettim…

O akşam, Uğur Mumcu Sahnesi’ni, “İçerdekiler” adlı oyunumuzu sahnelemek için Nilüfer Belediyesi’nden kiraladık.

Kiraladık diyorum, zira daha geçen seneye kadar Nilüfer Belediyesi bizim gibi amatör tiyatroculara ücretsiz sahne olanağı tanıyordu. Artık ücret mukabilinde sahne veriyor.

İstersen, istemezsen paşa gönlün bilir…

Biz de tam da 14 Şubat gününe boşluk bulduk ve sahneyi maalesef, ne yazık ki mübarek(!) sevgililer günün akşamına kiraladık.

Oyun için duyurumuzu yaparken ve her kimi davet ettiysek; yahu o gün de oyun mu olur, bilmiyor musunuz o gün sevgililer günü?!

Eeee, ne olmuş sevgililer günüyse…

Kimse gelmez ki…

Yahu neden gelmesinler, sevgililer günü dediğin günü kutsal değil ki…

Bayram olsa anlarım, hadi kandil olsa onu da anlarım, altı üstü bir sevgililer günü arkadaş; bu günü bu kadar, abartılı bir şekilde kapitalizmin kutsal günüymüş gibi kutsamak aptallık değil de nedir?

Neyse, velhasılı kelam, biz “inadım inat yüreğim iki kanat” felsefesiyle oyunumuzun duyurusunu yaptık, “Sevgililer gününde sevdiklerinizi tiyatroya ile sevindirin” sloganıyla sanatseverleri davet ettik ve akşamına da çıktık, oyunumuzu aslanlar gibi bi’güzel oynadık…

Pekiiii, oyunu izlemeye gelen oldu mu?

Olmaz olur mu…

Tıklım tıklım olmasa da, çok nitelikli bir izleyici kitlesi oyun sonu bizi alkışladı… Ki, izleyiciler arasından Yenişehir İlçesi kaymakamı Suat Seyidoğlu ve arkadaşları da yer alması bizi daha çok sevindirdi…

Bizi alkışlayanların elleri dert görmesin, diyor hepsinin önünde saygıyla eğiliyorum…

Not: Oyunumuz her pazartesi İnSanat Derneğ / Fomara Sahnesi’nde saat 20:00’de, üstelik ücretsiz sahnelenmeye devam ediyor. Tüm sanat severleri bizi alkışlamaya bekleriz…

YAZININ VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN: