2019-2020 sezonun tartışmasız en iyi futbol oynayan iki takımından biri Trabzonspor, diğeri de Başakşehir...

Başakşehir şampiyon olma fırsatını bence geçen yıl kaybetti ve yarışın sonunu getiremeyince Galatasaray şampiyon oldu.

Bu sezon şampiyon olma ihtimalini, iyi futbol oynuyor olmasına rağmen çok yüksek görmüyorum.

Ama Trabzonspor'un bu olasılığı daha yüksek...

Ya da yüksekti...

Bir takım gelişmeler oldu ki, o gelişmeler Trabzonluların umudunu kırmasa da törpülemiş olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar şampiyonluğun en büyük favorisi olsalar da, Bordo mavililerin işi çok zorlaştı. Özellikle de Ünal Karaman hocanın görevinden ayrılmasından ya da istifa etmek zorunda bırakılmasından sonra şampiyonluk şansı %60'lardan, %40, hatta %30'lara kadar düştü diyebilirim.

Neden?

Bir kaç neden ve etken var!

Üstte de vurguladığım gibi, birinci neden ve etken Ünal hocanın görevinden, başarılı olmasına, takımı kendisi kurmuş olmasına rağmen istifa etmeye zorlanması.

Peki Ünal Karaman'ı kim ve neden istifa etmeye mecbur bıraktı?

Elbette ki, Damat Berat Albayrak!

Fanatik bir Trabzonspor taraftarı olan Berat bey, kendini Trabzon'un üstünde gören, dolaylı yollardan değil, doğrudan, sakınmadan gizlenmeden kulübü yöneten, borçlarını hafifleten, hiç bir kulübe yapılmadığı şekilde yapılandıran, özetle Bordo Mavili kulübe nefes aldıran hamleler yapmış.

"Nasıl yapmış?" diye sormanın mana ve ehemmiyeti yok, nasıl olduğunu, bu kudreti nereden bulduğunu tahmin etmek zor değil, değil mi?

İyi de ne oldu da Ünal Karaman gitti, Hüseyin Çimşir geldi?

Şöyle anlatayım:

16 Aralık 2019 pazartesi akşamı Trabzon'da oynanan ve 2-1 kaybedilen Denizlispor maçından sonra, (ki o maçı, yazıyı hazırlarken bir daha izledim, Trabzosnpor iyi oynamış çok gol kaçırmış ve şanssız şekilde kalesinde gördüğü iki golle yenilmiş) Teknik Direktör Ünal Karaman'ın yanına gelen Damat Albayrak, "nedir bu takımın hali, neden bu kadar kötü?" diye soruyor.

Ünal hoca merttir, serttir, delikanlıdır, milliyetçidir, haddini bilmeyenlere haddini bildirmesini bilir. Kim ve ne olduğunu, makamına mevkisine bakmadan lafını esirgemez.

Esirgememiş de...

Zaten şanssız şekilde 3 puan kaybedilmiş, moral bozukluğu da had safhada, damat beyden gelen soruya, "Ben size ülke ekonomisi neden bu halde, neden kötü, diye soruyor muyum, ki ekonomi zaten kötü! Siz bana neden soruyorsunuz?" diye karşılık verir.

Ünal hocadan gelen tokat gibi cevap karşısında, haddi ve bilgisi olmadığı konularda ahkam kesmemesi gerektiğini idrak edemeyen Sn Damat Berat Albayrak, kendini Trabzon ve Trabzonspor kulübünün sahibi gibi gördüğü için o an kararını vermiş.

Ve Ünal hocanın bileti kesiliyor.

Tabi hemen değil...

Kamuoyuna asıl gerekçe yansımasın diye, sanki kulüp başkanı Ağaoğlu ile sorun yaşıyormuş izlenimi uyandırılmaya çalışılıyor.

Başkan Ahmet Ağaoğlu, durup dururken Ünal hocayı eleştiren, basına şikayet eden açıklamalar yapmaya başlıyor.

E Ünal Karaman aptal değil ya... Yıllarca Trabzon ve Milli Takım forması giymiş, kaptanlık yapmış deneyimli futbol adamı, iki sezondur emek verdiği, kurduğu ve zirveye taşıdığı takımına istifa ederek veda etmek zorunda bırakılıyor.

Tabi Bordo Mavili taraftarlar önce buna karşı çıkıyor, sosyal medyadan Karaman'a arka çıkıyorlar. Fakat, kısa sürede bu destek ilginç bir şekilde sönümleniyor ve konu sessiz sedasız kapanıp Hüseyin Çimşir hazır, kurulu ve bomba gibi takımın boşalan teknik direktörlüğüne kuruluyor!

Hüseyin hoca da uyanık, Ünal hocanın kurduğu yapıyı (sistemi) bozmadan aynen sürdürüyor ve (sanki Ünal hoca hiç gitmemiş gibi) başarılı sonuçlar almaya devam ediyor.

İyi de madem sistem devam ediyor, iyi futbol oynayarak takım kazanıyor, şampiyonluk şansı neden %40'lara 30'lara düşsün ki?

Damat beyin full desteği de sürdüğüne göre...

Bu destek hala sürüyor mu gerçekten? Yoksa dengeler yerine otururken diğer kulüpler, Trabzonspor'a tanınan ayrıcalıklara uyandılar mı?

Elbette uyandılar. özellikle Fenerbahçe, Trabzon'a uygulanan borç yapılandırmasının kendilerine ve diğer kulüplere de tanınması gerektiği yönünde sesini yükseltince, işin rengi de değişiyor.

Tüm bunların üstüne Fenerbahçe stadında Damat Berat Albayrak aleyhine tezahüratlar da patlak verince, Fenerbahçeli olduğu bilinen Sn Reis, Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bakanlarla özel ve acil bir toplantı yaparak, kabinedeki herkesin bir daha hiç bir takım lehine ya da aleyhine açıklama yapmaması ve destek vermemesi konusunda uyarıda bulunuyor.

Düşünsenize tüm tribünlerden yayılacak bir tezahüratlı protesto eyleminden sonra ne olurdu Sn Erdoğan'ın itibarı? Maazallah...

Ama Sn Erdoğan anında konuya el koyarak, tüm stadlara kötü örnek teşkil edecek olası bir toplu tribün protestolarının önünü de kesmiş oluyor...

Berat Albayrak damat beyefendiler de bu uyarıyla ister istemez çok sevdiği, şampiyon olabilmesi için her şeyi ama her şeyi yapmaya hazır olduğu biricik Trabzonpor'undan uzak kalıyor.

Bu durum elbette takıma kötü etki etmiyor. Neden? Çünkü Ünal Karaman çok iyi bir takım kurmuş, kadro tıkırı tıkır işliyor, şampiyonluğa doğru gidiyor...

..da Başakşehir, Sivasspor ve Alanyaspor'un yanına çok daha dişli bir rakip ekleniyor.

"Galatasaray!"

Ligin ilk yarısında, 10 puan geriye düşmüş Galatasaray, iyi futbol oynamamasına rağmen, Fatih Terim'in de deneyimiyle aradaki farkı kapatıyor, 20 yıl aradan sonra gelen son Fenerbahçe galibiyetiyle de zirvedeki Başakşehşehir ile puan farkını bire indiriyor. Trabzon'la puanları eşitliyor.

Her ne kadar Trabzonspor'un, Elazığı depremi nedeniyle ertelenen Malatyaspor maçı olsa da, Galatasaray deplasmanına gidecek olması ciddi bir dezavantaj!

Eğer Galatasaray iddialı duruma gelmeseydi, Trabzonspor, Başakşehir, Alanya ve Sivas'ı geçer, şampiyonluk şansı %80'lere kadar çıkardı ama Galatasaray gibi bir camianın rakip olması işi çok zorlaştırıyor.

Belki Trabzon, G.Saray'daha iyi futbol oynuyor olabilir ama son iki yılın şampiyonu, Fatih Terim deneyimi ve taraftar farkı dengeyi bozabilir.

Eğer son haftaya puan puana girilirse, lig sonunda oynanacak erteleme Malatya maçı kader maçı olabilir ve o maçta neler olur neler, varın siz düşünün!

Trabzonspor'un, ortaya koyduğu performansla zaten her hangi bir harici, gayri ahlaki bir desteğe ihtiyacı olmadığını kanıtlamış durumda.

Ve eğer Bordo Mavililer şampiyon olursa, bu Hüseyin Çimşir'den çok Ünal Karaman'ın başarısı olacaktır...

Ve eğer Damat Berat bey araya girmemiş olsaydı ligi açık ara lider götüreceğini de bilmem anımsatmama gerek var mı?

Ve eğer şampiyonluk kaçarsa bilin bakalım suçlusu kim olacak?

Bilmediği, anlamadığı konulara burnunu sokan her kimse işte tam da odur!

Ne demiş Dostoyevski ?

Şeytan uyuyakaldı bir gün. Rüzgar sert esti. Üç tüy düştü şeytandan dünyaya. Biri paraya yapıştı, diğeri mevkiye, öteki de ihtirasa. O günden sonra şeytan hiçbir iş yapmadı.