Kasım Ayı.
Belediye Meclislerinde önümüzdeki yılın tahmini bütçelerinin bazen özel gündemle bazen de normal toplantı gündemiyle görüşülüp oylandığı sonbahar ayı.
Geçmiş meclis ve kürsü tecrübelerimden bilirim ki, zevkli ve bir o kadarda tartışmalı ve mesaj yüklüdür bütçe görüşmeleri.
Ve yine bilirim ki zordur rakamlara yön vermek.
Zira vizyon gerektirir, irade ve kararlılık ister kamu hizmeti için.
Bazen de cesaret.
Çünkü;
Gerek ekonomik şartlar, gerekse bütçelerin gelir kalemlerinde arzulanan gerçekleşme oranlarının düşük kalması kara kara düşündürür yerel yönetim erklerini.
günümüz şartlarında borçlanma kaçınılmazdır. Bunun yanında gelir hesaplarındaki beklentiler tutmayınca artar borç yükü aniden.
Maalesef önlenemez gerçektir bu kısır döngü.
Zira daha işin başında, belki de yıllar öncesinin planlama ve uygulamalarında vardır yanlışlık.
Biraz popülist politikalar biraz da iş bilmezlik.
Sonuç,
Borç batağında veya borca sürüklenen ya da borcu döndüremeyen belediyeler.
Elbette istisnalar vardır.
Oysa bazen bütçe içinde saklıdır çözümler.
Aciliyet ve önem sırasına göre müdürlüklerin bütçe kalemlerinden tasarruf mümkün olup, kalemler arası transfer ile hem borç ödemesi hem de yatırım hamlesi yapılabilir.
Bunun için gerekli en önemli faktör siyasi iradedir.
Bu iradenin yanına inanç, kamu menfaati ve ahlaki değerler eklendiğinde hem yerel yönetimler hem de şehir kazanacaktır.
Yeter ki istensin.
Siyasi hesaplara, kişi, kurum ve sermaye baskısına teslim olup günü veya dönemi kurtarmayı baz alırsanız gelecek nesillere ve şehrin geleceğine ipotek koymuş olursunuz.
Bilinir ki, yerel yönetimler tarihinin hafızası daha az unutkandır.
Buradan yola çıkarak;
Verimli bütçe, yaşanabilir şehir ve tarihe geçmek için gereğini yapmayı siz unutmayın ki, şehirde sizi unutmasın.