Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), “İrade Milletindir” temasıyla düzenlenen 21. Olağanüstü Kurultayı’nı Ankara Yenimahalle’deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde topladı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açılış konuşmasıyla başlayan kurultayda, hem parti içi seçimler hem de ülke gündemini yakından ilgilendiren sert siyasi mesajlar ön plana çıktı.
Kurultay, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından kürsüye gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaptığı konuşmayla kurultayın resmen açıldığını duyurdu. Divan Başkanlığı için önerilen Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, delegelerin oy birliğiyle göreve seçildi.
ESKİ GENEL BAŞKANLAR SALONDA
Kurultaya CHP’nin eski genel başkanları Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın da katıldı. Kurultay salonunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için temsili bir koltuk ayrıldı. İmamoğlu’nun posteri, salonda Atatürk ve Özgür Özel’in posterleriyle birlikte yer aldı.
Açılış konuşmasında oldukça sert bir siyasi dil kullanan Özel, kurultayın düzenlenmesine yönelik engelleme girişimlerini “kumpas” olarak tanımladı. “81 ilden gelen delegelerimiz, tertemiz iradeleriyle bu kurultayı yapılmaz hale getirmek isteyenlere karşı demokrasinin, partimizin ve halkın iradesinin arkasında durmuştur” diyen Özel, kurultayın iktidarın baskıcı uygulamalarına karşı toplumsal direnişin sembolü haline geldiğini vurguladı.
“ CHP’YEİKTİDAR GÖREVİ VERECEK”
Özgür Özel, konuşmasında cezaevindeki CHP’li belediye başkanlarını ve Gezi davası tutuklularını da anarak, isim isim selam gönderdi. Ekrem İmamoğlu için “Türkiye Cumhuriyeti’nin bir sonraki Cumhurbaşkanı adayı” ifadesini kullanan Özel, “Silivri zindanlarında tutulan aslanıma, yiğidime merhaba!” diyerek salondan büyük alkış aldı. Konuşmasında iktidarın CHP’ye kayyum atama girişimlerine de değinen Özel, “Bu kurultay o tehdidi boşa çıkarmak için toplandı. Önceki kurultay partimize yerel seçimleri kazandırma görevi vermişti, bu kurultay ise CHP’ye iktidarı alma görevi verecek. Bu millet bir kişiden büyüktür” dedi.
“ SOKAKLARDAN KKORKAN BİR İKTİDAR VAR”
Özel, Türkiye’de bir süredir demokratik değerlerin askıya alındığını belirterek, “Tayyip Erdoğan halkın desteğini arkasına alan bir Cumhurbaşkanı olmaktan çıkmıştır, rakiplerine karşı devleti kullanan bir cunta başkanına dönüşmüştür” ifadesini kullandı. Türkiye’de seçimlerden, sokaklardan ve halktan korkan bir iktidarın var olduğunu söyleyen Özel, “Artık bu iktidarın meşruiyeti kalmamıştır” dedi.
“ 1 MİLYON KİŞİYLE DARBE GİRİŞİMİNİ GERİ PÜSKÜRTTÜK”
19 Mart’ta yaşanan gelişmelere de değinen Özel, Ekrem İmamoğlu’na yönelik operasyonların Saraçhane’de halkın yoğun katılımıyla engellendiğini vurguladı. “Tarihi yarımadaya adım attırmamak isteyenlere rağmen 1 milyon 200 bin yurttaş oradaydı. Saraçhane’nin tarihindeki en büyük kalabalığıyla bir darbe girişimini geri püskürttük” ifadelerini kullandı.
Özgür Özel, konuşmasının son bölümünde kurultayın taşıdığı anlamı özetleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Bugün Türkiye, seçimden ve milletten korkan bir avuç insanın yönettiği bir rejimin elindedir. Bu salondaki irade, o cuntayı dağıtacak iradedir. Türkiye, bir avuç darbeciden büyüktür.”
İşte kurultayda Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar:
"Bu kurultay yapılamasın diye bir cuma akşamüstü kayyım tebliğ etmek üzere kurulan kumpası boşa çıkarıp bu kurultay yapılamasın diye arena salonuna cevap süresini bekletip kurultay ilanını boşa çıkarmaya çalışıp, yıllar önce kendi onayladıkları tüzüğe rağmen sabah tam 10da hazırun olmazsa kurultayı iptal ettiririz hesaplarını boşa çıkarız 81 ilden bir Pazar sabahı buraya gelip tertemiz iradelerini lekelemeye çalışan kumpasçılara karşı CHP’nin tarihini bugününü yarınını iradesini ve geleceğe yönelik olarak bu ülkeni teminatı olduğu gerçekliğini tüm Türkiye’ye gösteren sevgili yoldaşlarım hoş geldiniz.
19 Mart darbesine direnmek için sokaklara inen on milyonlara, hukuksuzca hapiste tutulan Ahmet Özer’e, Rıza Akpolat’a, Alaattin Köseler’e, Resul Emrah Şahan’a, Mehmet Murat Çalık’a, Silivri zindanlarında tutulan belediye meclis üyelerimize, bugünlerde tekrar hak arayacaklar olursa onlara gözdağı olsun diye 3 sefer beraat etmelerine rağmen Gezi davasından hepimiz adına orada tutulan Çiğdem Mater’e, Mine Özerden’e, Osman Kavala’ya, Can Atalay’a, canım kardeşim Tayfun Kahraman’a, diğer siyasi partilerden tutsak olan tüm siyasilere ve Silivri Cezaevi’nde yatan yiğidime, aslanıma TC’nin bir sonraki cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na merhaba.
Demokrasiye olan inancımız sonsuzdur, millet karar vermiş partimiz 47 yıl birinci parti olamamıştır, millet karar vermiş AKP 23 yıldır ülkeyi yönetme yetkisi almıştır. Demokraside asıl olan milletin kararına saygıdır. CHP bu saygıyı duymuş hata kusuru kendinde aramış 47 yıl sonra yine bir başarı elde ettiyse demokratik sınırlar içinde elde etmiştir. Kimin demokrat olup olmadığına kaybettiğinde ne yaptığına bakarak karar verilir. Biz bugün kazandığında nasıl davranan kaybettiğinde nasıl davranan bir anlayışı hep birlikte mahkum etmek için buradayız.
O gece şunu söylemiştim; kafasında bavullarını toplayıp gitmeye karar veren gençler bir seçim daha bizi beklemeye karar verdi demiştim, işte o gençlerin umudu için buradayız.
Meydanları kitleleri üyeleri gençlerimizi sokağa mitinge eyleme hazırladık ve her geçen gün örgütümüzün bu kabiliyetlerinin hızla artmakta olduğunu, organizasyon yeteneklerini hızla geliştirdiklerini, özellikle 18-25 yaş arası gençlerin partiye üye oldukları gelişmeleri memnuniyetle takip ettik. Milletin sandıktaki mesajını doğru okumaya gayret ettik. Karşımızdaki partileri seçmenlerine duyduğumuz saygıyı gözeterek zaman zaman diplomatik ilişkilerle aman zaman liderleri aşıp onların seçmenleriyle konuşan bir dili ortaya koyup arkasında durduk. Partimizi birinci parti olarak tutmaya devam ettik. Geçen yıl temmuz ayı itibariyle 6 büyük firmanın ortalamasında yerel seçimde aldığımız oy oranında bugün genel seçim olsa tercihi CHP olacaktır cevabıyla ulaştık.
"İKTİDAR SINAVDAN GEÇEMEDİ”
Karşımızda muhataplarımız ne yaptı? Demokrasi sınavı kazandığında değil kaybettiğinde verilir. İktidar partisi ilk kez kaybettiği seçimlerden sonra yaptıklarıyla kaybetmenin sınavından geçemediğini tüm dünyaya göstermiştir.
Kamu gücünü rakiplerine karşı kullanarak rakiplerini ve bizi sindirme gayretine giriştiler. Milleti kutuplaştırarak koltukta kalabileceklerini hesap ettiler ancak attıkları her adımda daha da zayıfladılar. Ülkemizdeki yoksulluğu daha da derinleştirdiler. Yasakları yoksulluğu yolsuzluğu daha da ileriye götürdüler. Demokrasiyi işine geldiğinde binilecek bir tren gibi görenler yenildikleri seçimden sonra hızla o trenden inmeyi tercih ettiler. Ellerindeki iktidar yetkisini kötüye kullanan despot bir rejimi kurmak için adımları planlı ve sistematik bir şekilde atmaya başladılar.
Yaşadığımız saraçhane sürecinden önce yapılmış tüm anketlerin dün açıklanan mart ayı ortalamasında CHP kurulduğu gün olduğu gibi bugün de Türkiye’nin birinci partisi.
Gezi benzeri sokakta toplanma gibi işlerin 12 yıl sonra bile devlet tarafından cezalandırılacağı hissini yaymak üzere özel tasarımlı operasyonlar yaptılar. Bunun içine RTÜK’ü de TRT’yi de devletin tüm kurumlarını alet ettiler. AK Parti iktidarına muhalefet etmeyi tek suç olarak resmileştirdiler. Oysa uyuşturucu baronlarını mafyaları milletin üzerine çökerken onlara ses etmeyenler, af talep edenler milletin ak parti iktidarına muhalefetini tek gözaltına ve tutuklama sebebi olarak gördüler. Temel amaçları Beylikdüzü’nde 1 İstanbul’da 3 kez Erdoğan’ın adaylarını mağlup eden İmamoğlu’nun önünü kesmekti.
Her adımlarına hep birlikte kararlılık ve cesaretle mukabele ettik. Onlar adayı vatan emniyete götürdüklerinde artık sandık CHP üyelerinin değil bu darbe girişimine direnmek isteyenlerindir diyerek dayanışma sandığına davet ettik.
Bu örgüt o gün b1 milyon 650 bin kişi 14 milyonun üzerinde yurttaşa, daha önce üyesi olmadıkları bir siyasi partinin kendi ön seçim sandığını dayanışma gösterebilecekleri bir demokrasi alanı gösterebilecekleri, 104 yaşında sandık başına koşan dedeyi, anasının karnındaki 3 aylık bebeği oraya taşıyan motivasyonu sağlayan her bir bireyin alnının ortasından öpüyorum.
"BÜTÜN YOLLARI KAPATTILAR"
Ön seçim motivasyonu 19 Mart darbe girişiminin olduğu gün, her darbenin bir hedefi şüphesiz İstanbul’un seçilmişi, bir sonraki cumhurbaşkanı adayımız bir hedef mekanı İstanbul’un emaneti Saraçhane’ye kayyım atamak olduğunu sabah gördüğümüz sözde terörle ilişkilendirilen dosyadan gördük. Ona İstanbul’da sokağa çıkmak neredeyse yasaklandı. 3 kişinin bir araya gelmesi 5 günlüğüne yasaklandı. O yasağı duyduğumuzda verdiğimiz karar Saraçhane’ye gitmek, o İstanbul’un emanetine İmamoğlu olmadığı sürece emanet kabule dip gece gündüz sahip çıkmak ve İstanbulluyu davet etmek oldu. Bütün yolları kapattılar, tomaları koydular milletimizin bağrından kopmuş canım polislerimize milletimizin evlatlarını üniversiteden adıma atmaya, tarihi yarımadaya adım atmamaya talimat verdiler. Bin kişi toplanırsa gidecek yeri kendiniz belirleyin diye emniyetteki müdürleri tehdit ettiler. Saraçhane tarihinin en büyük kalabalığıyla 1 milyon 200 bin kişiyle darbe girişimini hep birlikte geri püskürttük.
Bugün Türkiye’de yine milletin çözeceği bir denge durumu mevcuttur. Cuntacılar yani darbeyi planlayanlar bir önceki seçimin sonuçlarından dolayı sarayda devlet dairelerindeki makam odalarına hapsedilmiş bir cunta olarak durmaktadırlar ama sokaklar irade halkındır, bizimle birliktedir.
O cunta arkadaşlarımızı esir tutmaktadır. Bugün Türkiye’yi seçimden korkan, rakibinden korkan, milletten korkan bir cunta yönetmektedir. Tayyip Erdoğan halkın desteğini arkasına alan bir cumhurbaşkanı değil, halkın desteğini alanları kendine rakip olabilecekleri hedef alan bir cunta başkanına dönüşmüştür. Artık meşruiyeti yoktur, seçimden, sokaktan korkmaktadır. Bugün bu salondaki irade o cuntayı dağıtacak iradedir. Türkiye bir avuç cuntacıdan büyüktür.
"KÜRTLER AK PARTİ’YE DERS VERECEK”
Adına kent uzlaşısı da deseler bizim Türkiye ittifakı dediğimiz bu süreçte belediye başkanlarımız ne ile suçlanıyorsa onu partinin genel başkanı olarak kendi talimatım olarak ilettiğimi ve sorumlunun ben olduğumu açıkça ifade ediyorum.
İktidar Kürtlerin belediye meclisinde temsil edilmesini suç saymaktadır. Biz barıştan yanayız barışa destek oluruz, terör örgütünün silah bırakacağı, Kürtlerin sorunlarının demokratik yollarla aşılacağı her türlü girişimi yıllarca savunduk. Ama karşımızdaki iktidar batıda seçimlere giren Kürtlere terör yaftası yapıştırmaktan çekinmiyor. Ekrem başkana kurulan kumpas bir yanıyla Kürtlerin seçilme ve seçme hakkına kurulan kumpastır. Kürtler CHP’ye güvenebilirler ama kendilerini defalarca kandırmış her fırsatta suçlamış, cezalandırmış, zulmetmiş bu AK Parti iktidarına en kuvvetli yanıtı yine kendileri vereceklerdir. Kürt meselesinin çözümü Türkiye’nin demokratikleşmesinden geçer.
İddiaları oluşturmak için bu kadar ahlaki zeminden uzaklaşmaları kendileri için bile değilse bu ülkede onları bu mevkilere getiren bir iktidarı 23 yıldır yenemediysek en büyük sorumluluk bize aittir, ne yapmak gerekiyorsa ilk seçimde kazanıp bu ülkeyi yeniden demokrasi ile tanıştırıp, yargıdaki bir avuç çeteyi eninde sonunda yargılandıkları günleri göreceğiz.
"HODRİ MEYDAN"
Talep eden sanıklar açısından canlı yayına açalım sizin iftiralarınızı, Akın’ın iftiraları, bunları teker teker çürüttüğümüz kanıtlar TRT ekranlarından canlı yayınlansın. Hodri meydan!
Soruyorlar ne suç işlemişler diye; hükümeti eleştirmiş diyorlar. Mehmet şimşek o insanları ikna edip para bulmaya çalışıyor. Mehmet Şimşek dünyada demokrat görünen gerçekte Türkiye’deki cuntanın mali ayağı olan kişidir.
Bir yandan Türkiye’ye yabancı yatırım gelsin diye çırpınan biziz. AB’ye tam üyelik nedir hukuk devletini savunmak nedir, ama hukuk güvencesini kaldırmak nedir? Diploma iptal ediyorsun 30 yıl sonra, Türkiye’nin adını bilmeyenlerin adını bildiği İstanbul’un mazbatasını iptal ediyorsun ya! Hazmedemeyip kumpas kurup içeri atıyorsun.
Kendileri 120 bin liralık maaş alıyorlar 90 milyon tl’lik lüks yatı gezip pazarlık yapıyorlar, sonra diyor ki 1300 telefon verilmiş, içinde soğuk cüzdan varmış, o soğuk cüzdanda da rüşvet paraları varmış. Bak bak bak kişi kendinden bilir işi, soğuk cüzdan neymiş biliyor musunuz, kirli para kriptoya dönüyormuş o cüzdana yükleniyormuş. Örneğin geçmişte yaptığı bir kamu görevinde bir büyük iş adamından büyük bir parayı rüşvet olarak alan birisi onu soğuk cüzdanda yurt dışına kaçırmayı bilir. Ey sayın başsavcı, bu salonda soğuk cüzdanı bilen de yok, alın teri olmadan telefon alan da yok. Ama o soğuk cüzdanı kimin kullandığını biliyorum, günü geldiğinde hesabını soracağız Allah’ın izniyle.
Menfaat çukuruna düşen iş birlikçiden CHP’li olmaz. Bir partinin genel başkanına 1 Nisan’da gedecek diyenden 31 mart seçimlerinde zafer değil hezimet bekleyenlerin yaptığı işleri kimse CHP’ye mal etmeye çalışmasın. Bunu yaparsan bu salon ayağa kalkar haddini bildirir sana.
"EKREM İMAMOĞLU ÖZGÜRLÜĞÜNE KKAVUŞACAK"
Partimizin cumhurbaşkanı adayını destekleyen tüm partileri gelecekte kendi kararlarıyla verecekleri tüm kararlara sonuna kadar saygılıyız. Biz CHP olarak Ekrem İmamoğlu’nu bugün en kıdemli genel başkanı Altan Öymen ile benim aramda koltuğu ayrılmış. Onu oraya oturtan iradenin 15 milyonun iradesi olduğunu kabulleniyoruz. Mansur yavaş tüm süreçlerde olağanüstü özveriyle Ekrem başkana da bu partinin geleceğe yönelik tüm iddiasıyla sahip çıkmıştır. Hem ben hem Ekrem başkan hem Mansur başkan hem tüm büyükşehir belediye başkanlarımız, tüm yöneticilerimiz grubumuz bundan sonra bu büyük hukuksuzlukla mücadele ederek önce Ekrem İmamoğlu’nu özgürlüğüne kavuşturarak sonra seçim sandığını getirerek bu mücadeleyi sürdürürken bir yandan da aday ofisimizi oluşturacağız. Cumhurbaşkanlığı iletişim ofisi ile İmamoğlu’nun Türkiye’nin ihtiyaçları vizyonu çerçevesinde temaslarda bulunacak oluşacak toplumsal desteğin sürekliliğini sağlayacak milletimizin her bir ferdinin İmamoğlu ile duygu düşünce arzularını paylaşacağı mekanizmaları oluşturacak.
Asla kibrin asla buyurgan ifadelerin kimseye patronluk etmenin değil adalet yürüyüşüne demokrasi yürüyüşüne Türkiye’nin bir kez daha dirilişine, başındaki cuntadan kurtuluşuna, yeniden kuruluşuna, ab üyesi, gençlerinin diğer ülkelerde değil, tüm dünyanın gençlerinin bu ülkede hayal kurdukları bir Türkiye’yi inşa etmenin rüyasını hep birlikte göreceğimize yürekten inanıyorum. Bu mücadelede Ümit Özdağ, Demirtaş, Yüksekdağ’ın özgürlükleri de, Can Atalay’ın özgürlüğü de Kürt’üyle Türk’üyle tüm siyasi tutsakların özgürlüğü de mücadelemizin önündeki ilk ve en öncelikli hedeflerindendir. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz.