Karacabey Ziraat Odası, ovada çok sayıda çiftçinin mağduriyet yaşayacağı ve ciddi maddi zarara sebep olacağı fitotoksitite (Bir kimyasalın hedef organizmalar yanında kültür bitkileri üzerinde de zararlı olması durumu= tehlikesini gündeme taşıdı.

SMA hastasının kumbarasını çaldı! SMA hastasının kumbarasını çaldı!

A W242694 02
Ziraat Odası'nın İsmetpaşa Mahallesi'ndeki basın açıklaması Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ramazan Düzen yaptı. 4 yıldır çözüm bulunamayan fitotoksitite ile mücadele etmek zorunda kalındığını belirten Düzen, "Karacabey'deki birçok çiftinin Manyas Gölü'nden gelen sulama suyunu kullanarak ürün yetiştiriyor. Bu gölden gelen ve sulama suyuna karışan çeltik ot ilaçlarının ürünlerde fitotoksititeyi arttırarak sebze yetiştiriciliğini imkânsız hale getirdi. Yaptığımız araştırmalara göre bu durumdan yaklaşık 200 bin dekar sebze tarımı yapan arazinin etkilendiğini tahmin etmekteyiz. Tabiri caizse bu zarar, maddi olarak tespit edilemeyecek kadar büyüktür.” dedi.

A W242694 05

Karacabey Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ramazan Düzen, yetkilileri göreve çağırdı ve bu sıkıntının bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi. Düzen, “Şu asla unutulmasın ki, Karacabey çiftçisinde para kazanırsa,esnafta da ve sanayicide de para kazanır. Bu sorun yalnızca çiftçilerin değil, tüm Karacabeylinin sorunudur. O nedenle sivil toplum kuruluşları ve ilçemizin her kesimini bu konuya duyarlı olmaya ve birlikte hareket etmeye davet ediyoruz.” diye konuştu.

A W242694 07
Ziraat Odası'nda görevli Ziraat Mühendisi Arzu Erbatur, “Güney Marmara'nın en büyük ovası ve yedi büyük şehre uzaklığı 2.5 saatlik mesafede olan Karacabey ovası, Türkiye tarımına büyük katkı sağlayan en önemli bölgelerin başında gelmektedir. Bu ovada onlarca salça fabrikası ve çeşitli gıda firmaları aktif olarak üretim yapmakta ve Türkiye ekonomisine katkı sağlamaktadır. Büyük emeklerle üretim yapan çiftçilerimiz artan ekonomik şartlar ile mücadele ederken, 4 yıldır da çözüm bulunamayan fitotoksitite ile mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bu sorun çoğu sebzede olmakla birlikte özellikle domates ve biber gibi ürünlerde yaprakların kıvrılmasına, kurumasına ve bitkilerin strese girmesine sebep olmakta ve çok ciddi verim kayıplarına yol açmaktadır. Bu zarar maddi olarak tespit edilemeyecek kadar büyüktür. Üreticilerimiz bu sorun ile mücadele ederken maliyetlerini arttırmak zorunda kalmakta ve bununla birlikte verim düşüklüğü de yaşamaktadır" ifadelerini kullandı.

"Manyas Gölü'nden gelen suyun karıştığı Karadere Çayı ve Karacabey Sulama Sahası içerisinde olan ova köylerimiz bu sıkıntının en çok görüldüğü bölgelerdir" diyen Erbatur, sözlerini şöyle tamamladı; "Ziraat Odası olarak yaptığımız saha çalışmalarına göre, Karacabey ovasının tek kurtuluşu, Karacabey Sulama Sahası'na 30-35 kilometre uzaklıkta olan Manyas Barajı'ndan Manyas Gölü'ne akan suyun kesilerek direkt olarak Karacabey Sulama Sahası'na gelmesidir. Eğer barajdan su direkt olarak gelmezse, Türkiye'de sebze yetiştiriciliğine büyük katkı sağlayan Karacabey Ovası ciddi verim kayıplarına dayanamayarak üretim yapamaz hale gelecektir. Buradan devlet büyüklerimize, Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerine, milletvekillerimize, Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü yetkililerine sesleniyoruz; 'Lütfen Karacabey ovasının durumunu gelip sahada görün.' Bu soruna acilen hep birlikte çözüm bulmamız gerekmektedir. Karacabey Ziraat Odası olarak tüm yetkililer ile iş birliği yapmaya hazırız. Karacabey ovasında bu zarardan etkilenen çiftçilerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz."

Editör: Haber Merkezi