Van’da gerçekleşen olayda, kentte görev yapan üç jandarma görevlisi bir imamı önce darp, sonra gasp etti. İddiaya göre; soruşturma genişleyince Jandarma Astsubay G.K.'ın cinsel ilişki karşılığı parasını alamadığı bir imamı jandarma personeline dövdürdü.
Gerçek Gündem'den Seyhan Avşar'ın haberine göre, ilişkilerinin ilerleyen sürecinde imam S. astsubay G.K. ile cinsel olarak birlikte olmak istedi. Kadın astsubay ilişkiye girme karşılığında imamdan para istedi.
İmam bu talebi kabul etti. Ancak cinsel ilişki gerçekleşmesine rağmen imam S. kadına herhangi bir ödeme yapmadı.
UZMAN ASKERLERİ KİRALADI İDDİASI
Yaşanan bu olay üzerine kadın, emri altındaki jandarma uzman çavuşları ‘kiralayarak', S'yi gasp ve darp etmek için plan yaptı. GK., 28 Ağustos Çarşamba gecesi Van-Erciş karayolundan geçmekte olan S'nin yolu Jandarma Uzman Çavuş O.E. Jandarma Uzman Onbaşı Ö.K. ve sivil olan T.Ş. tarafından kesildi.
İmam burada darbedildi ve hesabındaki 58 bin 838 TL'si iban yoluyla başka bir hesaba aktarılarak gasp edildi.
ŞİKAYET ÜZERİNE SORUŞTURMA BAŞLATILDI
İmamın şikayeti üzerine soruşturma başlatıldı. G.K. ile 2 jandarma personeli gözaltına alındı ve tutuklanarak cezaevine gönderildi.
“BENİ GASP ETTİLER”
İmam S., “Kendisinin astsubay olduğunu bilmiyordum. Sosyal medyadan tanıştık. Aramızda cinsel ilişki olmadı. Beni durduk yere gaspettiler” dedi.
“Bütün kamera kayıtları, ses kayıtları mevcut” diyen imam S., “Şanlı ordumuzun içine sızmış; alçak, şantaj çeteleri benim başıma tabanca dayadı. Çoluk çocuğuma kavuştuğum için şu an hamd ediyorum” ifadelerini kullandı.
“İMAMLA ÜLKÜCÜ HESAPLAR ÜZERİNDEN TANIŞTIK”
Astsubay Gül Kılıç ise karakoldaki ifadesinde imam İkram Sorğuç ile iki yıl önce Instagram’da ortak takip ettikleri ülkücü hesaplar üzerinden tanıştıklarını ve iki kere buluştuklarını anlattı.
Gül Kılıç, savcılıktaki ifadesinde şunları söyledi:
“Ben eşimle 20 Mayıs 2024 gününde boşandım, çocuğumun velayeti normalde bendedir ancak bakıcım izinli olduğu için çocuğum babasıyla Edremit’te kalmaktadır. Bende her hafta cuma günü akşam oğluma görebilmek için akan 18:00-20:00 saatlerinde Edremit’te bulunan oğluma rutin olarak oynadı oynadığı parka oğlumu görmek için giderim. Olay günü de aynı parka gittim ancak oğlumu göremedim daha sonra Edremit’te bulunan seyir terasa gittim burada paylaşımlar yaptım. Paylaşımlarımı gören İkram bana kendisinin de Edremit’te olduğunu görüşebileceğini söyledi hem de bu sabah bana olay tarihinden 2-3 gün evvel …. bir telegram hesabının kendisine mesajlar attığını, benim de Jandarma olduğumu bildiği için arama 2024 turda konuşmamız gerektiğini bana söyledi böyle Edremit’te bulunan Kent meydanından 27.08.2024 tarihinde saat 20.30-21.00 sıralarında bu şahıs gelerek beni arabayla aldı. Ben bu şahısla görüşmeden evvelde bir taksiciye Edremit’ten Gevaş’a ne kadara götürebileceğini sordum, kendisi de hana 1000 TL’ye götürebileceğini söyleyince ve İkram’ın da beni eve götürebileceğini söylemesi üzerine bu görüşme hana mantıklı geldi. Ben bu şahsı beklerken yine jandarma personeli olan Orhan Ersoy, Ömer Keleşoğlu arabalarıyla gezerken gördüm, durarak bana “Komutanım ne yapıyorsunuz” dediler, ben Orhan ve Ömer’e biriyle görüneceğimi aynı yerde çalıştığımız için söyleyemedim. “Buralarda geziyorum” dedim. Sonra İkram geldi beni arabasına aldı gezmeye başladık. İlk önce bu şahıs bana “alkol alalım” diye sordu. Ben de kendisinin imam olduğundan dolayı bu duruma şaşırdım. Kendisine alkol içmeyeceğimi kahve alabileceğimi söyledim. Sonra bir petrolde durduk. Ben tuvalete gittim bana bir tane kahve aldı, kendisi de aracında bulunan biradan içmeye başladı. Bana “senin evin neresiydi, Gevaş mıydı, Erciş miydi” diye sordu. Ben evini öğrenmemesi amacıyla Erciş’te oturduğumu söyledim. Ancak şahsin davranışlarından şüphelenmeye başladım, tedirgin oldun. Sonra bana karşı duygusal şeyler beslediğini söyledi ben de tekrar bir petrolde durmamız için kendisini ikna ettim. Petrolde durunca kendisi araçtan indi, araçtan inerken bana “yanımda tabanca var rahat dur” şeklinde şeyler söyledi. Arabanın kapısını kilitledi, ben araçta kaldım. Bu esnada Orhan’ı aradım. Orhan’a bir şahısla görüştüğümü şahsın pek tekin olmadığını söyledim ve konum attım. Yolun sol tarafında bulunan göl manzaralı bir yere arabayla gittik. Arabanın içinde İkram, “arkaya geçelim” dedi. Niyeti kötüydü. Ben olmaz deyince beni kolumdan tutup arka tarafa çekti, ben bu esnada çantamdan telefonu çıkarıp Orhan’lara canlı konum attım öncesinde de zaten Taner Sirp’e konumlar atmıştım. Arabanın içerisinde İkram bana benim en büyük hayalım “bir askerin başına silah ve Türk bayrağını yanına koyup s..mek” dedi. Benim çeşitli yerlerimde bu şahsın darp izleri vardır. Sonra ben ayak sesleri duydum cama vurdum gelenler Orhan ve Ömer’di. Orhan Kapıyı açtı ben hemen kendimi dışarıya attım, Ömer’de bu şahsı tutarak araçtan çıkardı. Orhan bana Taner’in arabasını buralarda olduğunu gördüğünü söyledi ben etrafıma baktığımda Taner’in arabasını gördüm ve ona doğru koştum. Ben olay anında kimsenin İkram’ın hesabından başka bir hesaba para gönderdiğine şahit olmadım. Benim Taner’e 60.000 TL borcum vardı ancak bu borcumu ödedim, Taner’e herhangi bir borcum yoktur. Daha sonra ben Taner’ in arabasına binerek oradan uzaklaştım, Taner şahısla hiç yüz yüze gelmedi. Benim gönderilen paralardan haberim yoktur, niçin gönderildiğinden haberim yoktur. Üzerime atlı suçlamayı kabul etmiyorum. Olayın gecesinde bu şahıs bana telegram isimli uygulamadan ” Allah benim belamı versin, nasıl böyle bir şey yaşadım, içkinin de etkisi vardı, çocuklarımı öpüp koklayacağım sonrada kafama sıkacağım” yazdı yine aynı uygulamadan bana “bu olayı kimse duymasın, seni vururum, bunun acısını senden çıkarırım” dedi, ben korktuğumdan dolayı hiçbir yere şikayette bulunamadım. Ben bana yönelik cinsel eylemlerde bulunan ve tehditlerinden dolayı İkram isimli şahıstan şikayetçiyim.”
YAZILI AÇIKLAMA YAPAN İMAM SORGUÇ İDDİALARI REDDETTİ
İkram Sorğuç’un paylaştığı açıklama şöyle:
“Kısa bir zaman önce müteessir bir olay atlatmış olduğum bir çoğunuzun bilgisi dahilindedir.
Yaşanan bu üzücü olayla ilgili maalesef birçok bilgi kirliliği meydana geldi. Bu durum beni ve ailemi en az yaşadığım olay kadar derinden üzmekte. Asla sukutumuz ikrardan değildir.
Yapılan asılsız haberler ve sosyal medyada paylaşılan her bir bilgiyi dikkatle süzmekte ve gerekli adli işlemler için girişimde bulunmaktayım.
Devletimizin içine sızmış Gasp, Şantaj ve Darp çetesi biri bayan Astsubay üsÇvş, diğer ikisi Jandarma Uzman Çavuş olmak üzere üç kişi beni öldürmekten beter ederek darp ettiler.
Bu olay sonrası hayatta kalarak çocuklarıma ve aileme kavuştuğum için Allah’a hamd ediyorum.
Beni ağır bir şekilde darp ederek kameraya almak suretiyle, ‘şikayet edersen bak sen imamsın seni rezil ederiz’ diye tehdit ederek başıma tabanca dayayıp tüm banka hesaplarımı boşalttılar. Beni ağır şekilde darp ettiler. Bununla beraber tüm kimlik bilgilerimi sosyal medya hesaplarımı telefon numaramı alarak onları şikâyet etmem durumunda beni hemen bulacaklarını Bitlis’te de adamlarının olduğunu ve öldüreceklerini söylediler. Olaydan sonra silsileli olarak şantaja devam edecek olan bu büyük gasp ve Şantaj çetesine boyun eğmeyip şikayetçi oldum. Mesleğim gereği bu iftiraya boyun eğerek sessiz kalacağımı düşünen çete mensupları umduğunu bulamadılar. Olayı çarpıtarak kendilerini haklı çıkartmaya çalışmaktadırlar. Çirkin iftiralarının hiçbir delili yoktur. Adli makamlarda ise benim gasp edilerek nasıl tuzağa düşürüldüğün net olarak bilinmektedir.
Şanlı Ordumuzun içine sızmış bu şahıslar Jandarma teşkilatımız ve polis ekiplerimiz tarafından kısa sürede yakalandılar Savcılığa sevk edildikten sonra tutuklanma kararı ile direk mahkemeye sevk edildiler.
Olayla ilgili gerekli tahkikatı yapan ekipler çete ile ilgili çok büyük bilgilere ulaştı. Beni nasıl takip ettikleri, tuzak kurarken irtibat halinde oldukları, kamera kayıtları, telefon görüşmeleri ve ayrıca yurtdışı bağlantıları ile olan ilişkilerinin hepsi belgelendi.
Bayan astsubay çeteyi temize çıkarmak için türlü iftiralara maruz bırakma cihetiyle ailemi ve beni yıpratmaya çalışmakta. Oysaki her şey adli makamlar tarafından bilinmekte. Tüm olaylar bilgiler ispatlı delilli olarak savcılıkta bulunmaktadır.
Telefon kayıtlarım ve kamera kayıtları bana atılan iftiranın gün yüzüne çıkması için incelenmekte. Onların tehdit ve iftiralarından korksaydım bugün ben yarın bir başkası bu suç çetesi gasp ve soyguna devam edecekti. Belki de benden önce onlarca şahısları gasp etmişlerdir.
Yaşanan olayda Allah’a hamdolsun ki kamera kayıtları da mevcut. Adli süreç devam edecek. Tüm bu bağlamda Adaletimize ve yargı mercilerimize güvenimiz tamdır. Yaşanan bu olay sonrası çökertilen çetenin kendilerini temize çıkarmak için attıkları iftiraların kısa sürede ilgili merciler tarafından da meydana çıkarılacağından şüphemiz yoktur.”