Bursa Ovası’nın tarımsal sulama kaynağı olan Kestel ilçesindeki Gölbaşı Göleti’nde kuraklık alarm verirken, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal 20 bin dekarlık bir alana hizmet veren göletin güçlendirilmesi ya da tabanının boşaltılması gerektiğini vurgulamış, göletin yatırım kapsamına alınıp alınmadığını sormuştu. Bakan Yumaklı, “1938 yılında inşa edilen Gölbaşı Göleti’nin yapılış amacı taşkın koruma olup 1962 yılında rehabilite edilerek 15 bin dekar sulama sahası işletmeye açılmıştır. 15 bin dekar sulamada 2002 öncesi sulama randımanı yüzde 45 iken şimdi yüzde 62’dir. Buna mukabil Bursa Kestel Gölbaşı Barajı Yükseltilmesi Proje Yapımı işi kapsamında proje çalışmaları devam etmektedir” ifadelerini kullandı. Aynı açıklamada Türkiye’de ekonomik olarak sulanabilir alanın 85 milyon dekar olduğunu belirten Bakan Yumaklı, “Ülkemiz genelinde 2002 yılı sonuna kadar 48 milyon dekar alan sulanırken 2024 yılı sonu itibarıyla sulanan alan büyüklüğü 72 milyon dekara çıkarılmış olacaktır” dedi.
SOMUT VE ACİL ÇÖZÜM ŞART
CHP Bursa Milletvekili Sarıbal, Bakan Yumaklı’nın verdiği yanıtta, Gölbaşı ile ilgili somut bir adım atılacağına dair bir açıklama bulunmadığını söyledi. Gölet Bursa Ovası’nın tarımsal sulama kaynağı açısından kritik bir öneme sahipken, kuraklık tehdidinin giderek daha belirgin hale geldiğini belirten Sarıbal, “Bakan Yumaklı, sadece proje çalışmalarının devam ettiğini belirtmekle yetinmiş ve bu çalışmaların sonuçlarıyla ilgili net bir zaman çizelgesi ya da kesin bir çözüm önerisi sunmamıştır. Oysaki bölgedeki tarımın sürdürülebilirliği ve çiftçilerin geçim kaynaklarının güvence altına alınabilmesi için daha hızlı ve somut adımlar atılması gerektiği ortada. Bakanlık durumu ciddiyetle ele alıp, bu konuda hızla bir çözüm üretmeli ve sulama altyapısının güçlendirilmesi için net bir yol haritası belirlemelidir. Bu noktada, sadece genel sulama stratejilerinin açıklanması yeterli değildir; yerel sorunların çözülmesi için çiftçilerin beklentilerine uygun somut ve acil planlama gerekiyor” ifadelerini kullandı.
SORUNLAR GİDEREK DERİNLEŞTİ
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin en fazla tarım sektöründe hissedildiğini kaydeden Sarıbal, ülke genelindeki kuraklığın kalite ve verim düşüklüğüne, üretim maliyetlerinin artmasına neden olduğunu vurgularken, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetilmesi gerektiğini söyledi. Geride bıraktığımız yaz mevsiminde yağışların normaline göre yüzde 9, geçen yıl yağışlarına göre ise yüzde 30 azaldığına dikkati çeken Sarıbal, “2023 yılının ekim ayında yağışlar normaline göre yüzde 26 oranında azaldı. Buğday ve arpada ekim dönemi ileri tarihlere kaydı. Bu sezon da bölgelere göre değişmekle birlikte yağışların ekim ayında istenilen seviyede olmaması ve bazı bölgelerde çok geç gelmesi nedeniyle Ekimler 20 gün ile 1 ay kadar ileri kaydı. Kuraklık nedeniyle çiftçimiz hububat ekimi yapamadı. Ekonomik olarak sulanabilir arazi varlığımız 8,5 milyon hektarken, sulamaya açılan arazi miktarımız hala 7,1 milyon hektar. İktidarın ihmali sorunları giderek daha da derinleştirecek. Çiftçinin umudu yağışa kalmıştır” diye konuştu.
2025 yılı bütçesindeki tarımsal destek planlamasına ilişkin ise üretim desteklerinin sadeleştirildiği belirtti. İlk kez 3 yıllık bir dönem için destek planlaması yapıldığı ifade edilen yanıtta, “Bitkisel üretim destekleri temel, planlı üretim ve üretimi geliştirme desteği olarak 3 ana kaleme indirilmiştir. Bitkisel üretimde yeni destek modeli temel destek, planlama desteği ve üretimi geliştirme desteği olarak planlanmıştır. Bakanlık kayıt sistemindeki üreticilere mazot maliyetinin ortalama yüzde 50’si, gübre maliyetinin ise yüzde 25’i kadar temel destek verilecektir. Planlama kapsamına alınan ürünler, belirlenen ilçelerde üretilirse ilave planlama desteği de verilecektir. Böylece mazot maliyetinin tamamı, gübre maliyetinin ise yarısı karşılanmış olacaktır. Temel ve planlı üretim desteğine ilave olarak, yeraltı su kısıtı bulunan 52 ilçede, az su tüketen arpa, buğday, yağlık ayçiçeği, mercimek, nohut, aspir, fiğ ve yem bezelyesi yetiştiren üreticilerimize su kısıtı desteği verilecektir. Bu ilçelerde belirlenen ürünleri üreten çiftçilerimizin hem gübre hem de mazot maliyetinin tamamı karşılanmış olacaktır. Destek katsayısı olarak ifade edilen sayı temel, planlı üretim ve üretimi geliştirme destekleri için tarımsal üretimde kullanılan mazot ve gübre maliyeti baz alınarak ürün kategorilerine göre belirlenmiştir. Bu katsayı 2025 üretim yılı için 244 TL/dekar olup girdi fiyatlarındaki değişim dikkate alınarak her yıl güncelleme yapılacaktır” denildi.
HAYVANCILIK VE TARIM BİTME NOKTASINA GELDİ
Öte yandan, Bursa'nın dağ ilçeleri Orhaneli, Keles, Büyükorhan ve Harmancık'ta tarım ve hayvancılık girdi maliyetlerindeki artışı düşüremeyen Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yanlış politikalarından dolayı bitme noktasına gelirken, geçim derdine düşen bölge insanı doğduğu toprakları terk ederek Bursa'ya göç ediyor. Sanayide çalışmak zorunda kalıyor.